Bakan Soylu, Antalya’nın Manavgat ilçesindeki bir otelde düzenlenen Türkiye Müfettiş Kurulu 2017 Yılı İnceleme-Araştırma Çalışmaları Programı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, Türkiye’nin rakamsal büyümesinin yanında algısı, anlayışı, yöneten ve yönetilen ilişkisinin de aynı ölçüde değiştiğini kaydetti.
Vesayet kalıntılarının olabildiğince temizlendiği yeni bir sisteme geçildiğine değinen Bakan Soylu, "2019 ve sonrası için tam anlamıyla vites yükselttiğimiz yeni bir sistemin kararını almış durumdayız. Bunları yaparken ciddi toplumsal travmaları göğüslemek zorunda kaldık. Gezi, 17-25 Aralık, 7 Haziran sonrası tırmandırılan terör ve nihayetinde Türkiye’yi eski kodlarına döndürmek için tezgahlanmış, ülkenin anahtarlarını birilerine teslim etmek için kurgulanmış bir 15 Temmuz hadisesi yaşadık. Türkiye sadece ekonomik fiziki büyüklük değil, farklılıkların, taleplerin görev sorumlulukların arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Biz bu süreçte bu fotoğrafın devlet ve millet tarafındayız" diye konuştu.
"Yeni hükümet sistemi"
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“PKK’nın, FETÖ’nün, DEAŞ’ın, güney sınırda tezgahlanan oyunu bozmak gibi mücadeleleri verirken, ülkenin alt yapı yatırımlarının büyümesi, ekonomik yatırımın bozulmaması, istihdamı arttırmak, kamu düzeninin tesisini hukukun üstünlüğünden taviz vermeden sağlamak, aynı esnada 2019 Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçiş öncesi sahayı kusursuz hale getirmek, çukurları doldurmak, tümsekleri törpülemek. Yani 2019’a girerken tam tekmil olmak bizim en önemli hedefimiz arasındadır. Bu yeni durum bize farklı davranış kalıpları da yüklemektedir. Kamudaki bütün görevliler günün kurallarına göre günün beklentilerine dönük yapılabilir olmaktan çıkmıştır. Yeni beklentiler, yeni sorumluluklar ortaya çıkmıştır.”
Müfettişlerin terörün temizlenmesindeki rolü
Bundan 10 yıl önce bir mülkiye müfettişinin el yapımı patlayıcıların konulduğu menfezler üzerinde çalışma yapmak gibi sorumluluğu olmadığını aktaran Bakan Soylu, “Ama bugün elbette ki var. Bundan 4-5 gün önce teftiş kurulu başkanımız ve bu konuda görev yapan arkadaşlarımız bir zaman dilimi içinde bir kaç konuyu gündeme getirdiler. Hassasiyetle yapılan çalışmaların bize katkı ve yol göstermesinden büyük bir takdir duyduk. Çalışmaların yol göstericiliğin yanı sıra tedbire, olayların engellenmesine yönelik ortaya koydukları çalışmalardan memnuniyet duydum" dedi.
"İHA’ları kim engelledi"
“Eğer bir yerde boşluk bırakırsanız, boşluğu bilesiniz ki çok fazla gayri kanunilik çok az iyilik doldurur” diyen Bakan Soylu, “Onun için bizim özellikle devlet mekanizması içinde boşluk bırakmak gibi bir lüksümüz yoktur. Büyük bir badireden geçtik. Bu badirede FETÖ ülkemizin kamu sitemini felç etmek üzere talimatlandırılmış bir örgüttür. İstihbaratımızın içini tamamen boşalttılar. Alternatif istihbarat teşkilatları kurdular. Kamu sisteminin bin yıllık devlet aklıyla ne kadar kurduğumuz unsuru varsa hepsini felç etiler. Bu talimatı bizim güçlü devlet yapımızın zayıflaması, teslim olması ve kendi kabiliyetlerimizin gelişmesinin engellenmesi için ortaya koydular. Hepimiz yaşıyoruz. Beni bağışlayın. Türkiye’nin İHA’larını özel sektörde bu işe kendisini adamış bir anlayış kurdu. Oysa siz de ben de çok iyi biliyoruz. Bin bir engellere rağmen kimse sesini çıkartmıyor şimdi. Terörle mücadelede bu bahardan itibaren ne kadar üstünlük kurduğumuz apaçık ortadadır. Bir tek şehit vermedik İHA’ların yapmış olduğumuz operasyonlarda. Operasyonlarda bir yaralımız da yok. Peki acaba bu sistemi bu güne kadar erteleyen unsur kimdi ve neydi, nasıl bir süreçti. Bunun yapılmasını engelleyen, gelişmesini engelleyen, bunun bizim milli kabiliyetlerimizi üstün hala getirmesini engelleyen sistem neydi ve nasıldı. Aynı anlayış kamu sistemimizin gelişmesinde de ciddi bir engel teşkil etmiştir ve bunu bir ortak akılla yapmıştır” ifadelerine yer verdi.
Soylu, açıklamalarında şunları kaydetti:
“Bu akıl da bugün Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen referandumu salık veren akılda vardır. 17-25 Aralık’ı tezgahlayan da ortak akılda vardır. Bu akıldan ülkemizin dışında, ülkemize yönelik medyalar üzerinden ülkelerimizi karalayan akıl da vardır. Kendi seçim kampanyalarını Türkiye üzerinden yürütmeye çalışan akıl da vardır. Kolektif akıldır ve biz bu akılla mücadele ediyoruz. Bu memleketin her bir birimi, her bireyi bu kolektif akılla mücadele ettiğimizi ve bu anlayışı mağlup etmemiz gerektiğini iyi bilmesi gerekir. Bambaşka bir tablo içindeyiz. Kimse 2019’u bulunduğumuz süreç algılamasın.”
"2019’da güçlü alt yapı hedefi"
‘2019’da sadece vites büyütmüyoruz’ diyen Bakan Soylu, “2019’da ayrıca yeni bir hükümet sistemiyle birlikte, Türkiye’nin hedeflerine daha hızlı ulaşmasını temin edecek güçlü bir adım atılıyor. Daha hızlı kararlar alınacak, daha demokratik, daha millete dayanan, milletin dokunabildiği, görebildiği, denetleyebildiği bir mekanizmanın içinde olacağız. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Eğer biz 2019’a hesap ettiğimiz hedeflediğimiz güçlü bir alt yapıyla tüm kurumlarımızla birlikte gidemezsek, 2019’dan sonrası için beklediklerimizde dumura uğrayabiliriz. Bu iki yıl, ülkemizi için, kamu yönetimim yapımız için, devletimiz içinde, milletimiz içinde büyük konsantrasyonla birlikte yürüyeceğimiz 2019’u tam tekmil yakalayacağımı bir anlayışı ortaya koymalıyız. Kanun var kural var. Dün de vardı. Bugün de var. Bizim sistemimizin en temel aksaklıklarından biri denetimdir. Denetim eksikliğinden ortaya çıkan boşluklar maalesef özellikle bizim ülkemizde vatandaşlar devlet ilişkileri arasındaki sürtünmeyi artırmaktadır. Güveni zedelemektedir, adaleti törpülemektedir, hakkaniyet duygusunu ortadan kaldırmaktır. Bizim yapmamız gereken özellikle ortaya koyduğumuz kuralların uygulanabilirliğini denetlemektir" dedi.
"Kamu verimliliğinin önemi"
Türkiye’de devlette birinci meselenin kamu verimliliği meselesi olduğuna vurgu yapan Süleyman Soylu, “Kaynaklarımızın nasıl kullanıldığı, personelin nasıl yetiştirildiği, nasıl kendisini yenilediği, nasıl çağa ayak uydurduğu, yeni gelişmelere tedbir aldığı bir anlayışı yerleştirmek zorundayız. Kamu verimliliğini Türkiye’nin birinci meselesi olarak görürsek, devletle millet arasındaki sürtüşme, sürtünmeyi en aza indiririz. İşte bir büyük meselemizde budur. FETÖ bu talimatlarıyla alternatif yapı oluştururken devlet ve millet kavramlarını içini boşaltmak için elinden gelen gayreti ortaya koydu” diye konuştu.
"Tarumar olurduk"
İçinden geçilen dönemin normal bir dönem olmadığına değinen Soylu, OHAL’in sadece bir hukuk terimi olmadığını vurguladı. Soylu, “Türkiye olağanüstü bir dönemi hem tehditlerin hem de fırsatların en üst düzeye çıktığı tarihi bir dönemi yaşıyor. Eğer altımız boş olsaydı, güçlü bir devlet olmasaydık 15 Temmuz’dan sonraki sarsıntı yıllarca devam ederdi. Kanlı bir darbe girişimi yaşadık. Ülkemiz eğer kuvvetsiz olsaydı, tabansız olsaydı bugün tarumar olmuştuk. Ama öyle olmadı. Ülkemiz ve ekonomimiz güçlenmeye devam ediyor. Şu an Mardin’de, Van’da, Diyarbakır’da otellerimiz dolu. Bir ülke nasıl bu kadar çabuk toparlanabilir? Demek ki altı boş değil. Bizim bu altı dolu hali çok daha iyi yönetmemiz lazım" şeklinde konuştu.
"Belediye teröriste sıcak ekmek taşıyordu"
Teröre verdikleri destek nedeniyle görevlendirme yapılan belediyelerin halka hizmet vermeyi durdurduğunu hatırlatan Soylu, “Bu belediyeler doğrudan terör örgütüne para ve eleman temin eder duruma gelmişti. Örneğin, Van’daki belediyeler her sabah sıcak ekmeği yayladaki teröristlere gönderiyordu. Servis yapıyorlardı. Bu servisler tek noktaya değildi. Bizim sorumluluğumuz çok büyük. Daha çok çalışmalıyız. Bugün orada kaymakam arkadaşlarımızın ortaya koydukları performans bir kahramanlık hikayesidir. Bir kaymakamımızı şehit ettikten sonra geri adım atacağımızı zannedenlerin ortaya koyduğu kurguyu bu işin üzerine düşerek bertaraf etmiş bulunuyoruz. Kurguları murguları kalmadı. Biz orada sadece vatandaşın parasıyla vatandaşa hizmet götüren aklı ortaya koymuyoruz, terörün finansmanı ve lojistiğini kestik. Belediyeleri teröre insan kazandırma mekanizması olarak görenlere ve bunu böyle oluşturanlara büyük bir darbe vurduk" dedi.
"Trafik tescil notere geçecek"
Vatandaşın bürokrasiyle karşı karşıya kaldığı süreçleri azaltmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydeden Bakan Soylu, “Vatandaşımız için bürokratik işlemlerde zaman ve mekan tasarrufunu iyi yapmalıyız. 11 milyon 100 bin nüfus idaremiz yeni çipli kartlardan verdiler. 1.5-2 ay patinaj yaptık. Yedi günde bunu sağlıyoruz. Bunu bir gün daha aşağı düşüreceğiz. Şehir merkezleri içinde beş güne ineceğiz. Vatandaşımıza kaliteli ve hızlı hizmet vermek için mücadele ediyoruz. Bundan sonra pasaport ve ehliyeti nüfus idaresi verecek. Vatandaş bir parmak basınca devlet sana bir daha parmak bas demeyecek. Hem vatandaşımız fazla zaman tüketmeyecek hem de kamu dairesindeki verimliği en üst noktaya çıkaracağız. Bütün bunlarla birlikte trafikteki tescili 2018 Mart’a yetişecek noterlere vereceğiz. Maliyet yükselmesi olmayacak” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, 15 Temmuz sonrasında 195’ten 105’e düşen müfettiş sayısını arttırmak için 20 alım daha yapacaklarını sözlerine ekledi.
Vesayet kalıntılarının olabildiğince temizlendiği yeni bir sisteme geçildiğine değinen Bakan Soylu, "2019 ve sonrası için tam anlamıyla vites yükselttiğimiz yeni bir sistemin kararını almış durumdayız. Bunları yaparken ciddi toplumsal travmaları göğüslemek zorunda kaldık. Gezi, 17-25 Aralık, 7 Haziran sonrası tırmandırılan terör ve nihayetinde Türkiye’yi eski kodlarına döndürmek için tezgahlanmış, ülkenin anahtarlarını birilerine teslim etmek için kurgulanmış bir 15 Temmuz hadisesi yaşadık. Türkiye sadece ekonomik fiziki büyüklük değil, farklılıkların, taleplerin görev sorumlulukların arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Biz bu süreçte bu fotoğrafın devlet ve millet tarafındayız" diye konuştu.
"Yeni hükümet sistemi"
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“PKK’nın, FETÖ’nün, DEAŞ’ın, güney sınırda tezgahlanan oyunu bozmak gibi mücadeleleri verirken, ülkenin alt yapı yatırımlarının büyümesi, ekonomik yatırımın bozulmaması, istihdamı arttırmak, kamu düzeninin tesisini hukukun üstünlüğünden taviz vermeden sağlamak, aynı esnada 2019 Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçiş öncesi sahayı kusursuz hale getirmek, çukurları doldurmak, tümsekleri törpülemek. Yani 2019’a girerken tam tekmil olmak bizim en önemli hedefimiz arasındadır. Bu yeni durum bize farklı davranış kalıpları da yüklemektedir. Kamudaki bütün görevliler günün kurallarına göre günün beklentilerine dönük yapılabilir olmaktan çıkmıştır. Yeni beklentiler, yeni sorumluluklar ortaya çıkmıştır.”
Müfettişlerin terörün temizlenmesindeki rolü
Bundan 10 yıl önce bir mülkiye müfettişinin el yapımı patlayıcıların konulduğu menfezler üzerinde çalışma yapmak gibi sorumluluğu olmadığını aktaran Bakan Soylu, “Ama bugün elbette ki var. Bundan 4-5 gün önce teftiş kurulu başkanımız ve bu konuda görev yapan arkadaşlarımız bir zaman dilimi içinde bir kaç konuyu gündeme getirdiler. Hassasiyetle yapılan çalışmaların bize katkı ve yol göstermesinden büyük bir takdir duyduk. Çalışmaların yol göstericiliğin yanı sıra tedbire, olayların engellenmesine yönelik ortaya koydukları çalışmalardan memnuniyet duydum" dedi.
"İHA’ları kim engelledi"
“Eğer bir yerde boşluk bırakırsanız, boşluğu bilesiniz ki çok fazla gayri kanunilik çok az iyilik doldurur” diyen Bakan Soylu, “Onun için bizim özellikle devlet mekanizması içinde boşluk bırakmak gibi bir lüksümüz yoktur. Büyük bir badireden geçtik. Bu badirede FETÖ ülkemizin kamu sitemini felç etmek üzere talimatlandırılmış bir örgüttür. İstihbaratımızın içini tamamen boşalttılar. Alternatif istihbarat teşkilatları kurdular. Kamu sisteminin bin yıllık devlet aklıyla ne kadar kurduğumuz unsuru varsa hepsini felç etiler. Bu talimatı bizim güçlü devlet yapımızın zayıflaması, teslim olması ve kendi kabiliyetlerimizin gelişmesinin engellenmesi için ortaya koydular. Hepimiz yaşıyoruz. Beni bağışlayın. Türkiye’nin İHA’larını özel sektörde bu işe kendisini adamış bir anlayış kurdu. Oysa siz de ben de çok iyi biliyoruz. Bin bir engellere rağmen kimse sesini çıkartmıyor şimdi. Terörle mücadelede bu bahardan itibaren ne kadar üstünlük kurduğumuz apaçık ortadadır. Bir tek şehit vermedik İHA’ların yapmış olduğumuz operasyonlarda. Operasyonlarda bir yaralımız da yok. Peki acaba bu sistemi bu güne kadar erteleyen unsur kimdi ve neydi, nasıl bir süreçti. Bunun yapılmasını engelleyen, gelişmesini engelleyen, bunun bizim milli kabiliyetlerimizi üstün hala getirmesini engelleyen sistem neydi ve nasıldı. Aynı anlayış kamu sistemimizin gelişmesinde de ciddi bir engel teşkil etmiştir ve bunu bir ortak akılla yapmıştır” ifadelerine yer verdi.
Soylu, açıklamalarında şunları kaydetti:
“Bu akıl da bugün Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen referandumu salık veren akılda vardır. 17-25 Aralık’ı tezgahlayan da ortak akılda vardır. Bu akıldan ülkemizin dışında, ülkemize yönelik medyalar üzerinden ülkelerimizi karalayan akıl da vardır. Kendi seçim kampanyalarını Türkiye üzerinden yürütmeye çalışan akıl da vardır. Kolektif akıldır ve biz bu akılla mücadele ediyoruz. Bu memleketin her bir birimi, her bireyi bu kolektif akılla mücadele ettiğimizi ve bu anlayışı mağlup etmemiz gerektiğini iyi bilmesi gerekir. Bambaşka bir tablo içindeyiz. Kimse 2019’u bulunduğumuz süreç algılamasın.”
"2019’da güçlü alt yapı hedefi"
‘2019’da sadece vites büyütmüyoruz’ diyen Bakan Soylu, “2019’da ayrıca yeni bir hükümet sistemiyle birlikte, Türkiye’nin hedeflerine daha hızlı ulaşmasını temin edecek güçlü bir adım atılıyor. Daha hızlı kararlar alınacak, daha demokratik, daha millete dayanan, milletin dokunabildiği, görebildiği, denetleyebildiği bir mekanizmanın içinde olacağız. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Eğer biz 2019’a hesap ettiğimiz hedeflediğimiz güçlü bir alt yapıyla tüm kurumlarımızla birlikte gidemezsek, 2019’dan sonrası için beklediklerimizde dumura uğrayabiliriz. Bu iki yıl, ülkemizi için, kamu yönetimim yapımız için, devletimiz içinde, milletimiz içinde büyük konsantrasyonla birlikte yürüyeceğimiz 2019’u tam tekmil yakalayacağımı bir anlayışı ortaya koymalıyız. Kanun var kural var. Dün de vardı. Bugün de var. Bizim sistemimizin en temel aksaklıklarından biri denetimdir. Denetim eksikliğinden ortaya çıkan boşluklar maalesef özellikle bizim ülkemizde vatandaşlar devlet ilişkileri arasındaki sürtünmeyi artırmaktadır. Güveni zedelemektedir, adaleti törpülemektedir, hakkaniyet duygusunu ortadan kaldırmaktır. Bizim yapmamız gereken özellikle ortaya koyduğumuz kuralların uygulanabilirliğini denetlemektir" dedi.
"Kamu verimliliğinin önemi"
Türkiye’de devlette birinci meselenin kamu verimliliği meselesi olduğuna vurgu yapan Süleyman Soylu, “Kaynaklarımızın nasıl kullanıldığı, personelin nasıl yetiştirildiği, nasıl kendisini yenilediği, nasıl çağa ayak uydurduğu, yeni gelişmelere tedbir aldığı bir anlayışı yerleştirmek zorundayız. Kamu verimliliğini Türkiye’nin birinci meselesi olarak görürsek, devletle millet arasındaki sürtüşme, sürtünmeyi en aza indiririz. İşte bir büyük meselemizde budur. FETÖ bu talimatlarıyla alternatif yapı oluştururken devlet ve millet kavramlarını içini boşaltmak için elinden gelen gayreti ortaya koydu” diye konuştu.
"Tarumar olurduk"
İçinden geçilen dönemin normal bir dönem olmadığına değinen Soylu, OHAL’in sadece bir hukuk terimi olmadığını vurguladı. Soylu, “Türkiye olağanüstü bir dönemi hem tehditlerin hem de fırsatların en üst düzeye çıktığı tarihi bir dönemi yaşıyor. Eğer altımız boş olsaydı, güçlü bir devlet olmasaydık 15 Temmuz’dan sonraki sarsıntı yıllarca devam ederdi. Kanlı bir darbe girişimi yaşadık. Ülkemiz eğer kuvvetsiz olsaydı, tabansız olsaydı bugün tarumar olmuştuk. Ama öyle olmadı. Ülkemiz ve ekonomimiz güçlenmeye devam ediyor. Şu an Mardin’de, Van’da, Diyarbakır’da otellerimiz dolu. Bir ülke nasıl bu kadar çabuk toparlanabilir? Demek ki altı boş değil. Bizim bu altı dolu hali çok daha iyi yönetmemiz lazım" şeklinde konuştu.
"Belediye teröriste sıcak ekmek taşıyordu"
Teröre verdikleri destek nedeniyle görevlendirme yapılan belediyelerin halka hizmet vermeyi durdurduğunu hatırlatan Soylu, “Bu belediyeler doğrudan terör örgütüne para ve eleman temin eder duruma gelmişti. Örneğin, Van’daki belediyeler her sabah sıcak ekmeği yayladaki teröristlere gönderiyordu. Servis yapıyorlardı. Bu servisler tek noktaya değildi. Bizim sorumluluğumuz çok büyük. Daha çok çalışmalıyız. Bugün orada kaymakam arkadaşlarımızın ortaya koydukları performans bir kahramanlık hikayesidir. Bir kaymakamımızı şehit ettikten sonra geri adım atacağımızı zannedenlerin ortaya koyduğu kurguyu bu işin üzerine düşerek bertaraf etmiş bulunuyoruz. Kurguları murguları kalmadı. Biz orada sadece vatandaşın parasıyla vatandaşa hizmet götüren aklı ortaya koymuyoruz, terörün finansmanı ve lojistiğini kestik. Belediyeleri teröre insan kazandırma mekanizması olarak görenlere ve bunu böyle oluşturanlara büyük bir darbe vurduk" dedi.
"Trafik tescil notere geçecek"
Vatandaşın bürokrasiyle karşı karşıya kaldığı süreçleri azaltmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydeden Bakan Soylu, “Vatandaşımız için bürokratik işlemlerde zaman ve mekan tasarrufunu iyi yapmalıyız. 11 milyon 100 bin nüfus idaremiz yeni çipli kartlardan verdiler. 1.5-2 ay patinaj yaptık. Yedi günde bunu sağlıyoruz. Bunu bir gün daha aşağı düşüreceğiz. Şehir merkezleri içinde beş güne ineceğiz. Vatandaşımıza kaliteli ve hızlı hizmet vermek için mücadele ediyoruz. Bundan sonra pasaport ve ehliyeti nüfus idaresi verecek. Vatandaş bir parmak basınca devlet sana bir daha parmak bas demeyecek. Hem vatandaşımız fazla zaman tüketmeyecek hem de kamu dairesindeki verimliği en üst noktaya çıkaracağız. Bütün bunlarla birlikte trafikteki tescili 2018 Mart’a yetişecek noterlere vereceğiz. Maliyet yükselmesi olmayacak” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, 15 Temmuz sonrasında 195’ten 105’e düşen müfettiş sayısını arttırmak için 20 alım daha yapacaklarını sözlerine ekledi.