Dr. Ali Çetinkaya, bağırsak poliplerinin gizli tehlike olduğunu belirterek polipler hakkında bilgiler verdi.
Dr. Ali Çetinkaya, kalın bağırsak poliplerinin genellikle iyi huylu tümörler olduğunu ancak ihmal edilen ve ilerleyip büyüyen poliplerin ileride çok daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
Polip hakkında bilgi
Poliplerin, kalın bağırsağın (kolon) en sık hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Çetinkaya, “Polip, içi boş organların (mide, ince ve kalın barsak, safra kesesi vb.) iç yüzeyini döşeyen mukoza denen zardan kaynaklanan çıkıntı oluşturan iyi huylu tümörlerdir. Yaş ilerledikçe polip görülme sıklığı artmaktadır. 50 yaşın üzerinde neredeyse 4 kişiden birinde görülmektedir. Polipler farklı yapılarda olabilir, saplı ve sapsız yuvarlak şekilli olabileceği gibi düz yayvan şekillerde de olabilir. Boyutları da bir kaç mm'den, 7-8 cm'ye kadar değişiklik gösterebilir. Polipler tek olabileceği gibi bağırsağın çeşitli bölgelerinde fazla sayıda da olabilir” dedi.
Prof. Dr. Çetinkaya, polip türleri ve tehlikeleri hakkında bilgi verdi
Poliplerin türünden de bahseden, Prof. Dr. Ali Çetinkaya, “Başlıca iki farklı türü vardır. Hiperplastik ve adenomatöz polip. Hiperplastik polipler genelde kansere neden olmaz. Fakat adenomatöz poliplerin kansere dönüşme riski vardır. Bazı poliplerde kanserleşme riski artmaktadır. Sapsız ve yayvan polipler, 1 cmden büyük polipler (özellikle 2 cm'nin üzerinde risk daha da artmaktadır ), polip sayısının üçten fazla olması, polibin üzerinde ülserler ve düzensizlik olması, ailede kolon kanseri öyküsü olması, kanser riskini artırmaktadır. Ayrıca ülseratif kolit, crohn gibi iltihabi bağırsak hastalıklarında; rahim ve yumurtalık kanseri hastalarında da kolon kanser riski artmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Polipler genelde belirti vermezler”
Poliplerin genelde belirti vermediğini vurgulayan Prof. Dr. Çetinkaya, “Polipler genelde belirti vermezler. Fakat büyük poliplerde kanama ve nadir olarak bağırsak tıkanmasına neden olabilir ve bu şekilde belirti verebilirler. Poliplerin belirti vermesi nadir olduğu için, kolonoskopi denilen işlemle taranması gerekmektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) , 45 yaşından itibaren herhangi bir şikâyeti olmayan bütün kişilere kolonoskopi yapılmasını önermektedir. Diğer yandan istemsiz kilo kaybı, makattan olan kanama, ailede kolon kanseri öyküsü, geceleri uykudan uyandıran karın ağrısı, kanlı ishal gibi durumlarda da kolonoskopi yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Kolon polipleri veya kanserden korunma yolları
Kolon kanserinden korunmanın en önemli yollarından birinin kolonoskopi yaptırmak olduğunun altını çizen Dr. Ali Çetinkaya, “Belli bir yaştan sonra veya risk teşkil eden kişilerde kolonoskopi ile tarama yapmak ve varsa polipleri çıkarmaktır. Kolon kanserine yakalanma riskini azalttığı düşünülen önlemler düzenli egzersiz yapmak, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara kullanmamak, sağlıklı beslenme (düşük yağlı, bol lifli), aşırı alkolden kaçınmak olarak özetlenebilir' şeklinde konuştu.
Poliplerin tedavisi
Poliplerin tedavi yöntemlerinden de bahseden, “Kolonoskopi yapılırken tespit edilen poliplerin çoğu bu işlem sırasında çıkarılabilmektedir. Polibin çıkarılması, polipektomi olarak adlandırılmaktadır. Polipektomi , kolonoskop cihazının içinden geçirilebilen kement şeklinde tel halka (snare) yardımı ile yakalanarak çıkarılması işlemidir. Çıkarılan polipler, patoloji bölümüne mikroskopta incelenmek ve kanser odakları olup olmadığını belirlemek için gönderilmektedir. Bu sonuca göre takip sıklığı veya ek bir tedavi gerekip gerekmediği ortaya konmaktadır. Kanama riskini en aza indirmek için kan sulandırıcı (aspirin, kumarin gibi antikoagulan ilaçlar) ilaçların işlemden en az 5-6 gün önceden kesilmesi gerekir. Kolon polipleri çıkarıldıktan sonra da takibi çok önemlidir. Polip, tamamen çıkarılmışsa polibin büyüklüğü, sayısı ve patoloji sonuçlarına göre 2-3 yılda bir kolonoskopi ile takibi gerekmektedir. Kontrol kolonoskopi sırasında polip tespit edilmişse 5 yılda bir kolonoskopi takibi uygundur” diye konuştu.