Kilis’te yaşayan ve 11 yıllık evli olan Filiz Ünal (30), kusma ve baş ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede yapılan muayene sonucunda böbrek hastası olduğunu öğrendiğini söyledi.
Teşhis sonrasında ilaç tedavisine başlandığını ancak bir yıl sonra ilacın yeterli olmaması üzerine 4 yıllık diyaliz sürecinin başladığını belirten Ünal, şöyle konuştu:
“Diyaliz tedavisine başladığı dönemde kadavradan nakil için başvuru yaptım. Kardeşlerim böbreklerini vermek istedi ama kan uyuşmazlığı olduğu için nakil işlemi gerçekleşmedi. Bunun üzerine babam böbreğini vermek istedi. Babamla hastaneye geldik. Dokular uyunca nakil işlemini gerçekleştirmeye karar verdik. 4 yıldır süren sıkıntılı dönem babamın sayesinde sona erdi. Babamdan sağ olsun, Allah razı olsun.”
Organ bağışı konusunda herkesin duyarlı olmasını isteyen Ünal, “Gaziantep için büyük bir şans olan Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nden çok memnun kaldık. Başta doktorumuz Prof. Dr. M. Fatih Yüzbaşıoğlu olmak üzere sahibinden çalışanına kadar hastanenin tüm çalışanlarına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederim. Ben sağlığıma kavuştum, umarım herkes sağlığına kavuşur” dedi.
Gaziantep’te yaşayan 40 yıllık evli, 8 çocuk babası Mehmet Fahrettin Aslan (60) ise kızı Filiz Ünal’ın diyaliz sürecinin çok zor geçtiğini görünce, böbreğini vermek istediğine vurgu yaptı.
“Kızım için nakilden başka çare kalmamıştı. Kardeşlerinin böbreklerini vermek istemelerine rağmen, kan uyuşmazlığı çıkınca, baba yüreği daha fazla dayanamadım ve ben böbreğimi vermek istedim” diyen Aslan, mutlu olduğunu ifade etti.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu da hastaların sıkıntılarını, gerçekleştirdikleri başarılı nakillerle giderip, hayata ikinci kez sarılmaları için şans verebilmekten mutluluk duyduklarını kaydetti.
Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, insanların çoğunun nakil süreci konusunda yeterli ve doğru bilgilendirilmediği için organ bağışçısı olmak konusunda çekimser davrandığına dikkati çekti.
Genelde ameliyat korkusu yaşandığını, ancak kendilerinin laparoskopik, yani kapalı yöntemle bağışçılardan böbrek aldıklarını anlatan Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, “Naklin ertesi günü bağışçılar ayağa kalkarak, ihtiyaçlarını kendileri görebilecek duruma geliyor. Bir bağış, bir hayat” ifadelerini kullandı.
Teşhis sonrasında ilaç tedavisine başlandığını ancak bir yıl sonra ilacın yeterli olmaması üzerine 4 yıllık diyaliz sürecinin başladığını belirten Ünal, şöyle konuştu:
“Diyaliz tedavisine başladığı dönemde kadavradan nakil için başvuru yaptım. Kardeşlerim böbreklerini vermek istedi ama kan uyuşmazlığı olduğu için nakil işlemi gerçekleşmedi. Bunun üzerine babam böbreğini vermek istedi. Babamla hastaneye geldik. Dokular uyunca nakil işlemini gerçekleştirmeye karar verdik. 4 yıldır süren sıkıntılı dönem babamın sayesinde sona erdi. Babamdan sağ olsun, Allah razı olsun.”
Organ bağışı konusunda herkesin duyarlı olmasını isteyen Ünal, “Gaziantep için büyük bir şans olan Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nden çok memnun kaldık. Başta doktorumuz Prof. Dr. M. Fatih Yüzbaşıoğlu olmak üzere sahibinden çalışanına kadar hastanenin tüm çalışanlarına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederim. Ben sağlığıma kavuştum, umarım herkes sağlığına kavuşur” dedi.
Gaziantep’te yaşayan 40 yıllık evli, 8 çocuk babası Mehmet Fahrettin Aslan (60) ise kızı Filiz Ünal’ın diyaliz sürecinin çok zor geçtiğini görünce, böbreğini vermek istediğine vurgu yaptı.
“Kızım için nakilden başka çare kalmamıştı. Kardeşlerinin böbreklerini vermek istemelerine rağmen, kan uyuşmazlığı çıkınca, baba yüreği daha fazla dayanamadım ve ben böbreğimi vermek istedim” diyen Aslan, mutlu olduğunu ifade etti.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu da hastaların sıkıntılarını, gerçekleştirdikleri başarılı nakillerle giderip, hayata ikinci kez sarılmaları için şans verebilmekten mutluluk duyduklarını kaydetti.
Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, insanların çoğunun nakil süreci konusunda yeterli ve doğru bilgilendirilmediği için organ bağışçısı olmak konusunda çekimser davrandığına dikkati çekti.
Genelde ameliyat korkusu yaşandığını, ancak kendilerinin laparoskopik, yani kapalı yöntemle bağışçılardan böbrek aldıklarını anlatan Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, “Naklin ertesi günü bağışçılar ayağa kalkarak, ihtiyaçlarını kendileri görebilecek duruma geliyor. Bir bağış, bir hayat” ifadelerini kullandı.