BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre; 571 sayfalık iddianamede 36 şüpheli hakkında suçlamalar bulunuyor. İddianamenin ilk sırasında örgüt yöneticisi İlhami Ballı yer alıyor. İddianamede, aralarında Gaziantep’te kendini patlatan IŞİD’in sözde Antep Emiri Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun ile birlikte toplam 17 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi.
Mahkeme iddianameyi kabul ederse 36 kişinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ankara’da başlanacak.
İddianameden detaylar şu şekilde:
İntihar saldırısını düzenleyen IŞİD’çilerin kimlik bilgilerine yer verilen iddianamede, saldırılardan birini Yunus Emre Alagöz’ün diğerini ise kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu birinin düzenlediği belirtildi.
Yaşamını yitiren 100 kişinin ailelerinin müşteki olduğu iddianamede, yaralı sayısı da ilk kez net olarak verildi. Buna göre, canlı bomba saldırılarında yaralanan müştekilerin sayısı 391,olaydan maddi olarak zarar gören 3 müşteki de iddianamede yer aldı. Toplam müşteki sayısı ise 493 olarak tespit edildi.
Sanıklar arasında üst düzey olarak IŞİD’in sınır emiri olduğu ifade edilen İlhami Balı bulunuyor. Balı ve bazı sanıklar Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek, Kasten Öldürme ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs Etmek’le suçlanırken, sanıklardan bir kısmı da Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurmak, Resmi Belgede Sahtecilik ve 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek’le suçlandı. 36 sanık arasında, BirGün’ün “Yeşil kartlı canlı bomba” olduğunu belirttiği Savaş Yıldız’ın yanı sıra Hacı Ali Durmaz ve Ömer Deniz Dündar gibi isimler de bulunuyor.
Patlama saatleri 10:04:29 ve 10:04:32
İddianame’de Emek, Barış ve Demokrasi mitinginin Valilik tarafından izinli olduğu belirtilirken, meydana gelen patlamaların tam olarak saat 10:04:29 ve 10:04:32’de gerçekleştiği tespitine yer verildi. Patlamalarda ikisi çocuk 100 kişinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, 20’si çocuk toplam 391 vatandaşın yaralandığı ifade edildi.
Eylemci beyaz ayakkabıları ile tespit edildi
Saldırıyı yapan kişilerin nasıl tespit edildiğine ilişkin bilgiler verilen iddianamede, diz altından kopmuş vaziyette, sağ ve sol bacakların incelemeye alındığı, kopan bacakların ayaklarındaki ayakkabıların beyaz renkte, spor ayakkabılar olduğu tespitine yer verilerek, “Bahse konu ayakkabıları kullanan şahsın kamera kayıtlarında tespitine yönelik çalışmalar yapılmış, olay gününü gösterir ANK-148 sabit bir ve TCDD Gar’ı ön kısmında bulunan kameralar incelendiğinde 2 şahsın şüpheli oldukları, bu şahıslardan birincisinin koyu renkli mont, koyu renkli pantolon ve koyu renkli ayakkabılı olduğu, ikinci şahsın koyu renkli mont, koyu renkli pantolon ve beyaz spor ayakkabılı olduğu tespit edilmiştir” denildi.
Taksiye Meclis önünden binmişler
Eylemi gerçekleştiren şahısların alana giriş bilgilerine yer verilen bölümde, saldırganları Meclis önünde aldığını anlatan taksiciye ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“Şahısların saat 09.30 sıralarında, TBMM Çankaya kapısına gelmeden iki şahsı müşteri olarak aldığını, aracın ön tarafında oturan şahsın montunun kabarık ve kat kat giyinmiş gibi göründüğünü, arka koltukta oturan şahsın minyon tipli ve zayıf olduğunu, nereye gideceklerini sorduğunda Sıhhiye’ye gideceklerini söylediklerini, kendisinin Sıhhiye’de miting olduğunu yolların o istikamete kapalı olduğunu söylediğini, nereye gitmek istediklerini sorduğunu, yanında oturan şahsın tren garı önünde kendilerini arkadaşlarının karşılayacağını söylediklerini, yolculuk esnasında arkada oturan şahsın hiç konuşmadığını, ellerinde çanta veya valiz bulunmadığını, önde oturan şahsın doğu şiveli sakin bir tarzı olduğunu, şahsın 1,75-1,80 cm boylarında, 90 kg ağırlığında, esmer tenli olduğunu, ikinci şahsın eşkâlini veremeyeceğini, tren garının 50 metre gerisinde indirdiğini ifade etti.”
Suruç saldırısı anlatıldı
10 Ekim katliamının şüphelilerinden Yakub Şahin, ifadesinde Suruç katliamından bahsetti. Halil İbrahim Durgun ile birlikte çalıştığını anlatan Şahin, Durgun ile aralarında geçen ve Suruç katliamından bahsettikleri diyaloğu şöyle anlattı:
“Halil İbrahim Durgun ile tanıştıktan bir süre sonra ben kendisinin IŞİD’e çalıştığını anladım. Suruç’daki patlamadan 3-4 gün sonra Durgun araç kullanıyordu. Ben kendisine ‘Abi Suruç işi nasıl olmuş? diye sordum’ Bana, ‘Oğlum Suruç’u biz yaptık’ dedi. “PKK’liler hak etti, biz de yaptık’ dedi. Ben de kendisine ‘Nasıl yaptınız’ diye sordum, bana ‘Gaziantep Elbeyli’den bir kişi üstünde yeleği ile geçti, Deniz Büyükçelebi canlı bombayı gönderdi. Biz Gaziantep’de 1 gece misafir ettik. Daha sonra motosikletle Suruç’a gönderdik. Onlar da orada patlattı’ dedi.”
Şahin, ifadesinde HDP’nin Mersin ve Adana il binalarına yapılan saldırıların da Savaş Yıldız tarafından yapıldığını, kendisine IŞİD’in Türkiye-Suriye sınır sorumluğu olduğunu ifade ettiği Deniz Büyükçelebi’nin anlattığını söyledi.
İlk hedef HDP Genel Merkezi’ymiş
10 Ekim katliamının nasıl yapıldığını anlatan Şahin, hazırlıkların 15 gün önce başladığını, ilk hedefin HDP Genel Merkezi olduğunu ancak aksaklık nedeniyle 10 Ekim’de tren garında saldırının düzenlendiğini ifade etti. Şahin, katliamın öncesini şöyle anlattı:
“Halil İbrahim Durgun olaydan 15 gün önce bana Nizip’e git bir depo bul dedi. Ben de Nizip’e gittim, depoyu ayda 250 TL ye kiraladım. Durgun bana git Nizip’den 1,5 ton üzerinde yüzde 33 yazan amonyum nitrat al dedi. Bir yerde malzemeyi buldum. 1 buçuk ton isteyince ismini bilmediğim dükkan sahibi benden şüphelendi, satmadı. 1 gün sonra Durgun beni Urfa Birecik’e gönderdi. Git oradan gübre alabilirsin, üzerinde amonyum nitrat yüzde 33 yazsın yoksa işimize yaramaz dedi. Ben Urfa Birecik’e gittim, Feyzi isimli şahıstan yarım ton amonyum nitrat aldım üzerinde yüzde 33 yazıyordu. Yine Feyzi’nin dükkanın 5-6 dükkan ilerisinden 1 ton amonyum nitrat aldım. Durgun’a abi bu malzemeleri ne yapacağız niye getirdik diye sordum. Kendisi bana minibüs bulacağız, patlayıcıları minibüse yerleştireceğiz, Ankara’ya göndereceğiz, çekicinin şoförünün yanına Suriye’den gelen bir canlı bombayı yerleştireceğiz. Seçimden önce Ankara HDP Genel Merkezi’ni patlatacağız dedi. Daha sonra Halil İbrahim Durgun’un bana söylediği şekilde yapılan bombayı ve amonyum nitrat malzemeyi yerleştirmek için minibüs aradılar. Ancak minibüsün ruhsatını üzerine satın alacak kimse bulamadılar. Araç aramaya devam ederken araç sahibi bulunamayınca, Ankara’da barış mitingi altında, 10 Ekim’de HDP’li grubun da içinde olduğu şahısların katılacağı bir miting olduğu öğrenilince Durgun’un bomba yüklü minibüsle HDP Genel Merkezini havaya uçurma projesini erteleyip, mitingde canlı bomba patlatmayı kararlaştırmışlar.”
Mahkeme iddianameyi kabul ederse 36 kişinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ankara’da başlanacak.
İddianameden detaylar şu şekilde:
İntihar saldırısını düzenleyen IŞİD’çilerin kimlik bilgilerine yer verilen iddianamede, saldırılardan birini Yunus Emre Alagöz’ün diğerini ise kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu birinin düzenlediği belirtildi.
Yaşamını yitiren 100 kişinin ailelerinin müşteki olduğu iddianamede, yaralı sayısı da ilk kez net olarak verildi. Buna göre, canlı bomba saldırılarında yaralanan müştekilerin sayısı 391,olaydan maddi olarak zarar gören 3 müşteki de iddianamede yer aldı. Toplam müşteki sayısı ise 493 olarak tespit edildi.
Sanıklar arasında üst düzey olarak IŞİD’in sınır emiri olduğu ifade edilen İlhami Balı bulunuyor. Balı ve bazı sanıklar Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek, Kasten Öldürme ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs Etmek’le suçlanırken, sanıklardan bir kısmı da Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurmak, Resmi Belgede Sahtecilik ve 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek’le suçlandı. 36 sanık arasında, BirGün’ün “Yeşil kartlı canlı bomba” olduğunu belirttiği Savaş Yıldız’ın yanı sıra Hacı Ali Durmaz ve Ömer Deniz Dündar gibi isimler de bulunuyor.
Patlama saatleri 10:04:29 ve 10:04:32
İddianame’de Emek, Barış ve Demokrasi mitinginin Valilik tarafından izinli olduğu belirtilirken, meydana gelen patlamaların tam olarak saat 10:04:29 ve 10:04:32’de gerçekleştiği tespitine yer verildi. Patlamalarda ikisi çocuk 100 kişinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, 20’si çocuk toplam 391 vatandaşın yaralandığı ifade edildi.
Eylemci beyaz ayakkabıları ile tespit edildi
Saldırıyı yapan kişilerin nasıl tespit edildiğine ilişkin bilgiler verilen iddianamede, diz altından kopmuş vaziyette, sağ ve sol bacakların incelemeye alındığı, kopan bacakların ayaklarındaki ayakkabıların beyaz renkte, spor ayakkabılar olduğu tespitine yer verilerek, “Bahse konu ayakkabıları kullanan şahsın kamera kayıtlarında tespitine yönelik çalışmalar yapılmış, olay gününü gösterir ANK-148 sabit bir ve TCDD Gar’ı ön kısmında bulunan kameralar incelendiğinde 2 şahsın şüpheli oldukları, bu şahıslardan birincisinin koyu renkli mont, koyu renkli pantolon ve koyu renkli ayakkabılı olduğu, ikinci şahsın koyu renkli mont, koyu renkli pantolon ve beyaz spor ayakkabılı olduğu tespit edilmiştir” denildi.
Taksiye Meclis önünden binmişler
Eylemi gerçekleştiren şahısların alana giriş bilgilerine yer verilen bölümde, saldırganları Meclis önünde aldığını anlatan taksiciye ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“Şahısların saat 09.30 sıralarında, TBMM Çankaya kapısına gelmeden iki şahsı müşteri olarak aldığını, aracın ön tarafında oturan şahsın montunun kabarık ve kat kat giyinmiş gibi göründüğünü, arka koltukta oturan şahsın minyon tipli ve zayıf olduğunu, nereye gideceklerini sorduğunda Sıhhiye’ye gideceklerini söylediklerini, kendisinin Sıhhiye’de miting olduğunu yolların o istikamete kapalı olduğunu söylediğini, nereye gitmek istediklerini sorduğunu, yanında oturan şahsın tren garı önünde kendilerini arkadaşlarının karşılayacağını söylediklerini, yolculuk esnasında arkada oturan şahsın hiç konuşmadığını, ellerinde çanta veya valiz bulunmadığını, önde oturan şahsın doğu şiveli sakin bir tarzı olduğunu, şahsın 1,75-1,80 cm boylarında, 90 kg ağırlığında, esmer tenli olduğunu, ikinci şahsın eşkâlini veremeyeceğini, tren garının 50 metre gerisinde indirdiğini ifade etti.”
Suruç saldırısı anlatıldı
10 Ekim katliamının şüphelilerinden Yakub Şahin, ifadesinde Suruç katliamından bahsetti. Halil İbrahim Durgun ile birlikte çalıştığını anlatan Şahin, Durgun ile aralarında geçen ve Suruç katliamından bahsettikleri diyaloğu şöyle anlattı:
“Halil İbrahim Durgun ile tanıştıktan bir süre sonra ben kendisinin IŞİD’e çalıştığını anladım. Suruç’daki patlamadan 3-4 gün sonra Durgun araç kullanıyordu. Ben kendisine ‘Abi Suruç işi nasıl olmuş? diye sordum’ Bana, ‘Oğlum Suruç’u biz yaptık’ dedi. “PKK’liler hak etti, biz de yaptık’ dedi. Ben de kendisine ‘Nasıl yaptınız’ diye sordum, bana ‘Gaziantep Elbeyli’den bir kişi üstünde yeleği ile geçti, Deniz Büyükçelebi canlı bombayı gönderdi. Biz Gaziantep’de 1 gece misafir ettik. Daha sonra motosikletle Suruç’a gönderdik. Onlar da orada patlattı’ dedi.”
Şahin, ifadesinde HDP’nin Mersin ve Adana il binalarına yapılan saldırıların da Savaş Yıldız tarafından yapıldığını, kendisine IŞİD’in Türkiye-Suriye sınır sorumluğu olduğunu ifade ettiği Deniz Büyükçelebi’nin anlattığını söyledi.
İlk hedef HDP Genel Merkezi’ymiş
10 Ekim katliamının nasıl yapıldığını anlatan Şahin, hazırlıkların 15 gün önce başladığını, ilk hedefin HDP Genel Merkezi olduğunu ancak aksaklık nedeniyle 10 Ekim’de tren garında saldırının düzenlendiğini ifade etti. Şahin, katliamın öncesini şöyle anlattı:
“Halil İbrahim Durgun olaydan 15 gün önce bana Nizip’e git bir depo bul dedi. Ben de Nizip’e gittim, depoyu ayda 250 TL ye kiraladım. Durgun bana git Nizip’den 1,5 ton üzerinde yüzde 33 yazan amonyum nitrat al dedi. Bir yerde malzemeyi buldum. 1 buçuk ton isteyince ismini bilmediğim dükkan sahibi benden şüphelendi, satmadı. 1 gün sonra Durgun beni Urfa Birecik’e gönderdi. Git oradan gübre alabilirsin, üzerinde amonyum nitrat yüzde 33 yazsın yoksa işimize yaramaz dedi. Ben Urfa Birecik’e gittim, Feyzi isimli şahıstan yarım ton amonyum nitrat aldım üzerinde yüzde 33 yazıyordu. Yine Feyzi’nin dükkanın 5-6 dükkan ilerisinden 1 ton amonyum nitrat aldım. Durgun’a abi bu malzemeleri ne yapacağız niye getirdik diye sordum. Kendisi bana minibüs bulacağız, patlayıcıları minibüse yerleştireceğiz, Ankara’ya göndereceğiz, çekicinin şoförünün yanına Suriye’den gelen bir canlı bombayı yerleştireceğiz. Seçimden önce Ankara HDP Genel Merkezi’ni patlatacağız dedi. Daha sonra Halil İbrahim Durgun’un bana söylediği şekilde yapılan bombayı ve amonyum nitrat malzemeyi yerleştirmek için minibüs aradılar. Ancak minibüsün ruhsatını üzerine satın alacak kimse bulamadılar. Araç aramaya devam ederken araç sahibi bulunamayınca, Ankara’da barış mitingi altında, 10 Ekim’de HDP’li grubun da içinde olduğu şahısların katılacağı bir miting olduğu öğrenilince Durgun’un bomba yüklü minibüsle HDP Genel Merkezini havaya uçurma projesini erteleyip, mitingde canlı bomba patlatmayı kararlaştırmışlar.”