15-11-2017 10:44
Açılan stant vatandaşların yoğun ilgisini gördü. Özel Gaziantep Anka Hastanesi sağlık çalışanları, standı ziyaret eden vatandaşlarla tek tek ilgilendi. Standı ziyaret edenlerin boy, kilo ve kan şekeri ölçümü yapılarak, sağlık durumları hakkında ön bilgi verildi. Vatandaşları diyabet konusunda uyaran ve onlara ücretsiz ölçüm yapan sağlık çalışanları, diyabetten korunma yöntemleri ile diyabet cerrahisi konusunda da bilgilendirme yaptı.
"Diyabet beraberinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor"
Diyabetin dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynel Beyhan,
"Diyabete dikkat çekmek ve diyabet konusunda vatandaşı bilgilendirmek için bu etkinliği gerçekleştirdik. Birçok diyabet tipi olmakla birlikte diyabet vakalarının çok büyük bir kısmını Tip 1 ve Tip 2 diyabet yani insüline bağımlı olan ve insüline bağımlı olmayan vakalar oluşturmaktadır. Tip 2 diyabetin görülme sıklığı daha fazladır. Toplumda, Tip 2 diyabet riski olan kişilerin erken dönemde saptanması ve doğru bir şekilde yönlendirilmesi, diyabetin önlenmesi için önemlidir" dedi.
Hızlı kilo verme, çok su içme, ağız kuruluğu, çok idrara çıkma, çabuk yorulma, iyileşmeyen yara, kadınlarda tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları, kaşıntı, bulanık görme, inatçı enfeksiyonlar ve başka birçok bulgunun şeker hastalığı belirtisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Beyhan, diyabet hastalığının kontrol edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını söyledi.
Beyhan, diyabetin uzun dönemde kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğini de vurgulayarak, "Diyabetli hastaların yüzde 75’i kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Diğer yandan diyabet, felç riskinin yanı sıra böbrek yetersizliğine de neden oluyor. Örneğin, böbrek yetersizliği nedeniyle diyalize giren hastaların yüzde 50’si diyabet hastası. Aynı şekilde diyabet, her yıl çok sayıda kişinin görme yetisini kaybetmesine sebep olmakta. Körlüğün yüzde 50’sinin sebebi yine diyabettir. Halkı bu amaçla bilinçlendirmek eğer varsa tedbirini almak için buradayız. En azından beslenme ve yaşam tarzı değişikleri ile tedaviye erken başlanırsa, diyabetin zararları en aza indirilir" ifadelerini kullandı.
Diyabette erken tanı
Diyabette erken tanı koymak ve tedaviyi komplikasyonlar gelişmeden erken başlatmanın oldukça önemli olduğunu dile getiren Özel Gaziantep Anka Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ise, "Dünya genelinde yaygınlığı hızla artan Tip 2 diyabete karşı uygulanan medikal tedavi seçenekleri dışında, özellikle metabolik cerrahi yöntemi her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Çünkü, ilaç ve insülin tedavileri şeker hastalığının kontrolünü sağlamakta yetersiz kalabiliyor. Diyabet cerrahisi, bağırsağın son bölümündeki özellikli hücrelerin kullanılmasıyla vücuttaki şeker regülasyonunu, insülin salgılanmasını ve iştah baskılanması üzerine pozitif etkilerini arttırmak amacıyla uygulanmaktadır. Biz yaptığımız bu cerrahi müdahaleyle midenin küçültülmesi, tokluk yaşanması ve gıdaların mideyi çabuk terk etmesini sağlıyoruz. Sindirilmemiş gıdalar bağırsağın son kısmına geldiğinde pankreastan insülin salınımını arttırmaktadır. Cerrahi yöntem ile bağırsağın son kısmı mide ile ağızlaştırıldığında, sindirilmemiş gıdanın bağırsağın son kısmıyla karşılaşması sağlanıyor. Bunun sonucunda ise pankreastan insülin salınımını, insülinin vücutta etkili kullanımını ve şeker hastalığının ortadan kalkmasını sağlıyoruz. Bu işlemi kapalı sistem yani laparoskopik yöntemle uyguluyoruz. Bu cerrahi yöntem sayesinde kişiler daha uzun ve sağlıklı yaşayabiliyor. Diyabetle ilgili hastanemizde her türlü tedavi gerçekleştirilirken, komplikasyonlara bağlı olan sorunlar da çözülebilmektedir” diye konuştu.
"Diyabet beraberinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor"
Diyabetin dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynel Beyhan,
"Diyabete dikkat çekmek ve diyabet konusunda vatandaşı bilgilendirmek için bu etkinliği gerçekleştirdik. Birçok diyabet tipi olmakla birlikte diyabet vakalarının çok büyük bir kısmını Tip 1 ve Tip 2 diyabet yani insüline bağımlı olan ve insüline bağımlı olmayan vakalar oluşturmaktadır. Tip 2 diyabetin görülme sıklığı daha fazladır. Toplumda, Tip 2 diyabet riski olan kişilerin erken dönemde saptanması ve doğru bir şekilde yönlendirilmesi, diyabetin önlenmesi için önemlidir" dedi.
Hızlı kilo verme, çok su içme, ağız kuruluğu, çok idrara çıkma, çabuk yorulma, iyileşmeyen yara, kadınlarda tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları, kaşıntı, bulanık görme, inatçı enfeksiyonlar ve başka birçok bulgunun şeker hastalığı belirtisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Beyhan, diyabet hastalığının kontrol edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını söyledi.
Beyhan, diyabetin uzun dönemde kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğini de vurgulayarak, "Diyabetli hastaların yüzde 75’i kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Diğer yandan diyabet, felç riskinin yanı sıra böbrek yetersizliğine de neden oluyor. Örneğin, böbrek yetersizliği nedeniyle diyalize giren hastaların yüzde 50’si diyabet hastası. Aynı şekilde diyabet, her yıl çok sayıda kişinin görme yetisini kaybetmesine sebep olmakta. Körlüğün yüzde 50’sinin sebebi yine diyabettir. Halkı bu amaçla bilinçlendirmek eğer varsa tedbirini almak için buradayız. En azından beslenme ve yaşam tarzı değişikleri ile tedaviye erken başlanırsa, diyabetin zararları en aza indirilir" ifadelerini kullandı.
Diyabette erken tanı
Diyabette erken tanı koymak ve tedaviyi komplikasyonlar gelişmeden erken başlatmanın oldukça önemli olduğunu dile getiren Özel Gaziantep Anka Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ise, "Dünya genelinde yaygınlığı hızla artan Tip 2 diyabete karşı uygulanan medikal tedavi seçenekleri dışında, özellikle metabolik cerrahi yöntemi her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Çünkü, ilaç ve insülin tedavileri şeker hastalığının kontrolünü sağlamakta yetersiz kalabiliyor. Diyabet cerrahisi, bağırsağın son bölümündeki özellikli hücrelerin kullanılmasıyla vücuttaki şeker regülasyonunu, insülin salgılanmasını ve iştah baskılanması üzerine pozitif etkilerini arttırmak amacıyla uygulanmaktadır. Biz yaptığımız bu cerrahi müdahaleyle midenin küçültülmesi, tokluk yaşanması ve gıdaların mideyi çabuk terk etmesini sağlıyoruz. Sindirilmemiş gıdalar bağırsağın son kısmına geldiğinde pankreastan insülin salınımını arttırmaktadır. Cerrahi yöntem ile bağırsağın son kısmı mide ile ağızlaştırıldığında, sindirilmemiş gıdanın bağırsağın son kısmıyla karşılaşması sağlanıyor. Bunun sonucunda ise pankreastan insülin salınımını, insülinin vücutta etkili kullanımını ve şeker hastalığının ortadan kalkmasını sağlıyoruz. Bu işlemi kapalı sistem yani laparoskopik yöntemle uyguluyoruz. Bu cerrahi yöntem sayesinde kişiler daha uzun ve sağlıklı yaşayabiliyor. Diyabetle ilgili hastanemizde her türlü tedavi gerçekleştirilirken, komplikasyonlara bağlı olan sorunlar da çözülebilmektedir” diye konuştu.
