Bursa
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Yıllar önce tarihi, kültürel ve doğal mirasımızın korunması hususunda bir bilinç yoktu. Çok şükür yıllardır özellikle AK belediyeler, tarihe sahip çıkmaya devam ediyor." dedi.
Özhaseki, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyonu tamamlanan Yıldırım Bayezid Türbesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu söyledi.
Anadolu gibi zengin bir coğrafya dünyanın hiçbir yerinde olmadığını belirten Özhaseki, şöyle konuştu:
"Belediyelerimizin bir taraftan altyapı, bir taraftan üst yapı ile uğraşırken ve insanların ihtiyacı olan her türlü işi yapabilecek kabiliyet ve gayret içindeyken, bir taraftan da tarihi eserlere sahip çıkmaları bizim için iftihar vesilesi. Yıllar önce tarihi, kültürel ve doğal mirasımızın korunması hususunda bir bilinç yoktu. Çok şükür yıllardır özellikle AK belediyeler, tarihe sahip çıkmaya devam ediyor. Geçmiş bizim. Selçuklu, Osmanlı, biziz. Cumhuriyet de bizim. Ona da sahip çıkacağız, onu da koruyacağız ve demokrasiyle taçlandırarak, onu daha ileriye götüreceğiz."
Özhaseki, zamanında geçmişe çok kötülük edildiğini, "eski harfli" kitapların denize döküldüğü günlerin kitaplarda anlatıldığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"İbn-i Sina’nın El Kanun fi’t-Tıb kitabı var. Balat’ta bir kütüphane, yazı devrimi, harf devrimi gerçekleştikten sonra bir kağnı çağırmış. ’Burada ne kadar eski kitap varsa Haliç’e dök’ demişler. Adam, kitapları kağnısına yükleyip yükleyip götürüp döküyor. Avusturya sefiri görüyor. Bunu anlatan 80’li yıllardaki eczacılık fakültesi dekanı Kasım Güven’dir. Avusturya sefiri, adama ’Bu kağnıdakileri de yine dökecek misin’ diye soruyor. Adam ’evet’ diyor. Bunun üzerine ’getir, onu bizim bahçeye dök. Ben sana para vereyim.’ diyor. Pazarlık edip 15 liraya anlaşırlar. Adam gariban, zaten işçi bilmiyor ki. Kitapları Avusturya Sefareti’nin bahçesine kitapları döküyor. Onları tasnif ettiren Avusturya sefiri bakar ki içinde İbn-i Sina’nın el yazması El Kanun fi’t-Tıb kitabı. Şimdi o kitap, Viyana’da sergileniyor ve hikayesi de aynen böyle anlatılıyor. Biz kendi geçmişimizde eski olarak görülen ne varsa ne yazık ki üzülerek söylüyorum, hepsine kötülük etmiş bir kavimiz."
"Eserlerin korunması ve geleceğe aktarılması, çok önemli"
Belediye başkanlığı görevi sırasında başından geçen bir hadiseyi anlatan Özhaseki, şu ifadeleri kullandı:
"Kültür işlerinden sorumlu danışman arkadaş geldi ve ’Kayseri’nin 16. yüzyıl müfredat, temettuat defterleri Bulgaristan’da. Bir vesileyle oradaki bu işlerin başındaki arkadaşla haberleştik. Bize bu defterleri verebileceğini söylüyor’ dedi. ’Hemen alıp gelelim. Daha ne isteriz’ dedim. Çünkü o kitaplarda, o günün sosyal yaşamını, ihtilaflarını, o günün insanının özelliklerini, ecdadımızın nasıl yaşadığını görüyoruz. Bu, bizim tarihimiz, geçmişimiz. ’Adam, 500 dolar ve dijital fotoğraf makinesi istiyor.’ dedi. ’Hemen ver, 500 değil, 5 bin dolar ver. Fotoğraf makinesinin de parasını verelim’ dedim. Oradan kamyonlara yükleyip getirdik. Şimdi üniversitede çözüme bırakıldı. Tek tek çözülüyor. Ne yazık ki geçmişte böyle hatalarımız oldu. Bundan dolayı da son derece üzgünüz. Keşke olmasaydı. Geçmiş de bugün de Allah’ın izniyle gelecek de bizim olacak zaten."
Mehmet Özhaseki, Bursa’nın evliyalar diyarı olduğunu, birçok tarihi eseri barındırdığını belirterek, "Bu eserlerin korunması ve geleceğe aktarılması, bizim için çok önemli. Belediye başkanlarımız bu konuda ellerinden geleni yapıyor. Tarihi doğal ve kültürel mirasa sahip çıkılması, ecdadın eserlerinin yenilenmesi ve gelecek nesillere aktarıldığının görülmesi, bize iç huzuru verdi. Allah razı olsun. Bu eserlerin, yapılanların hepsi, bizim geleceğimiz, tapu senedimiz, istikbalimiz, istiklalimizdir." diye konuştu.
Daha sonra İl Müftüsü İzani Turan’ın dua etmesinin ardından türbenin açılış kurdelesi kesildi. Özhaseki ve beraberindekiler, türbeyi ziyaret etti.