Gümüşhane
Yıldırım, partisinin Gümüşhane Kültür Merkezi'nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, şehrin dağları, gölleri ve ovaları ile çok güzel tabiata sahip olduğunu, kendilerinin de bu güzelliklere tüneller ve yollar ilave ederek erişen, erişilebilen ve ulaşılan bir yer haline getirdiklerini söyledi.
AK Parti'nin 20 yıllık siyasi geçmişi olduğunu anımsatan Yıldırım, "20 yıl bazen çok uzun bir süre bazen de çok kısa bir süre. Dönüp baktığımızda, 'Ne çabuk geçmiş?' diyoruz. Hamdolsun yılları 'lay loy' ile geçirmedik, gece gündüz çalışarak liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ile beraber doğudan batıya, kuzeyden güneye, yurdumuzun her köşesini cennete çevirerek bugünlere geldik." diye konuştu.
Yıldırım, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün darbe girişiminden sonra yaşanan sürece ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"İşte o geceden sonra, 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik ve 100 yılı aşkın süreden beri hep gelişmemizi, ilerlememizi geciktiren bu vesayet sistemine bir son vermek gerektiğini yaşayarak gördük ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük reformunu gerçekleştirdik. Silahlı Kuvvetler reformu bunların başında geliyor. Bu reform bize neyi sağladı? Darbeden çıkmış bir ordu, üzerinden daha 1,5 yıl geçmeden güneyimizde oluşturulmaya çalışılan terör devletine karşı operasyon gerçekleştirdi, Fırat Kalkanı Operasyonu'nu gerçekleştirdi. 'Bu Silahlı Kuvvetler artık belini doğrultamaz' dedikleri bir anda en başarılı operasyonu gerçekleştirdik. Birkaç ay sonra Zeytin Dalı Operasyonu'nu gerçekleştirdik ve Fırat'ın batısını tamamen terör yuvalarından temizledik. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın döneminde Barış Pınarı Harekatı ile Fırat'ın doğusunu emniyet altına aldık."
"Tayyip Erdoğan gitsin." diye sürekli içeride ve dışarıda konuşanları gördüklerini, bunu çok iyi düşünmek gerektiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunun sebebi açıktır. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan bölgede, Türkiye'de var olduğu müddetçe emperyal güçler amaçlarına erişemiyorlar, oyunları bozuluyor. Aslında onların, iktidarın kim olduğuyla çok fazla ilgileri yok. Onların ilgileri, onlara tabi olacak birileri lazım. Arkalarından yürüyecek, onlar konuştuktan sonra konuşacak, edilgen bir yönetici, edilgen bir iktidara hevesleniyorlar. Bunu istiyorlar. Türkiye, bu millet, bu gençler, böyle bir şeye izin verir mi? Verir misiniz? Artık Türkiye, eski Türkiye değil. Birleşmiş Milletler kürsüsünden küresel haksızlıkları, küresel adaletsizliği dünyaya haykıran bir Türkiye var, bir lider var."
"Bu Türkiye'yi hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz"
Yıldırım, 20 yıldır bölgedeki hedefleri ve oyunları bozulan küresel emperyal güçlerin bugün umutlarının içerden ve dışardan biraz daha artmış gibi göründüğüne işaret ederek, "Pandemi sürecini kullanarak, bütün dünyanın içinde bulunduğu belirsizliği kullanarak, 'Türkiye'de acaba yeni bir istikrarsız dönem başlatabilir miyiz?' diye bir gayret içinde siyasi muhaliflerimizin ittifakla birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Normal şartlarda birbirine selam vermeyecek olanların kol kola gitmesinin arkasında ne olduğunu bizim milletimiz çok iyi biliyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en büyük sorununun terör olduğunun altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bir ilimizden bir ilimize gidemezdik. Ben Erzincan milletvekiliyim. 2007'den sonra ilçelerimizden birine gideceğim, jandarma komutanı bana sıkılarak, böyle tedirgin bir şekilde, 'Efendim gitmesek iyi olur.' Niye? 'E terör tehdidi var, güvenlik sorunu var.' Kardeşim benim gitmeyeceğim yere vatandaşa nasıl 'Sen oraya gideceksin' diyeceğiz, olur mu öyle şey? 'Hadi ben gidiyorum, istersen sen gelme' diyorum. Bugün elhamdülillah yurdun her köşesine gidebiliyor muyuz? Her yerde bayrağımız dalgalanıyor mu? Her yerde ocağımız tütüyor mu? Bırakın 780 bin kilometrekare topraklarımızda, bütün sınırlarımızın ötesinde bayrağımız dalgalanıyor mu? Askerimiz güvenliğimizi sağlıyor mu? İşte bu Türkiye'yi hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz. Onları da rahatsız etmeye devam edeceğiz. Sizlerle yapacağız bunları."
Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'ye kazandırdığı en önemli işlerden birinin de savunma sanayisindeki atılım olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin artık kendi tankını, topunu, tüfeğini, helikopterini, uydusunu, yerli ve milli otomobilini, savaş gemisini yaptığını, birkaç yıl içerisinde de kendi savaş uçağını yapacağını belirtti.
Türkiye'nin yerli ve milli üretim hamlesi nedeniyle hedef ülke olduğunu anlatan Yıldırım, "Eğer bunlara karışmazsanız, 'Baş üstüne' derseniz, ne verirlerse onunla yetinseniz kimse size bir şey demez ama biz buna razı olur muyuz, bu millet buna razı olur mu? Türkiye, sadece Türkiye'den ibaret değil gençler. Türkiye bugün etrafında 1,5 milyar nüfus, 30 trilyon dolar milli gelire sahip ve çok büyük bir coğrafyaya hitap ediyor. Bizim tarihten gelen bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmenin başlıca yolu da dik durmak ve 2023'e emin adımlarla yürümek." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'na helalleşme tepkisi
Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" açıklamasına ilişkin de şu görüşlerini paylaştı:
"Ana muhalefet partisi genel başkanı helallik istiyor. Helallik verelim gitsin. Demek ki gitmeye karar verdi, hayırlı olsun, gitsin. Bizim milletimiz cömerttir, helallik isteyene helalliğini verir. Demek ki artık '15 sefer seçime girdim, bir sonuç alamadım, yapacak bir şey kalmadı helallik istiyorum' diyor. Ne diyelim, helalliğimizi verelim mi? Tamam, verdik ama bizim helallik vermemiz yetmez, 2023'te helallik sandıkta verilecek. Sandık helal edecek. Sandığa beraber gideceğiz ve boyumuzun ölçüsünü alacağız."
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla mücadelede Türkiye'nin başarılı sınav verdiğini, bu süreci dünya devletleri içinde en az hasarla atlatmayı başaran ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "En zor şey belirsizliktir. Dünyayı bu hale getiren, küresel ekonomiyi bu hale getiren de belirsizliğin ta kendisidir. Bu belirsizliğe rağmen işi en hafif hasarla atlatan ülkelerin başında Türkiye var." diye konuştu.
Yıldırım, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) tarafından Afrika'da kullanılmak üzere 2,5 milyon doz Kovid-19 aşısı bağışlandığını anımsatarak, Türk aşısının da devreye girmesiyle Afrika'da aşılamanın önemli ölçüde artacağını ifade etti.
Partililere de çağrı yapan Yıldırım, 2023'te yapılacak seçimler için birlik ve beraberlik içerisinde çok sıkı bir şekilde çalışmalarını istedi.
"Sorunlara bigane olmadık bugüne kadar"
Programı kapsamında Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odasını da ziyaret eden Yıldırım, iş dünyasının sorun ve taleplerini dinledi.
Binali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, salgın dolayısıyla dünyada tedarik zincirinde bozulma olduğunu ve arzı karşılayacak kadar mal ve hizmet üretimi yapılamadığını aktardı.
Arz açığının oluşmasının fiyat istikrarını zedelediğine dikkati çeken Yıldırım, "Bugün yaşadığımız odur. Buna tabii petrol fiyatlarındaki art arda giden yükselmeyi katarsanız doğal gazda, şu anda Avrupa ülkeleri doğal gaz ve petrole sübvansiyon yapmıyorlar, ne geliyorsa yansıtıyorlar ama biz sadece yüzde 20'sini vatandaştan alıyoruz, diğer yüzde 80'ini Hazine'den karşılıyoruz. Bunun oluşturduğu bedeli siz tahmin edin. Ciddi bir görünmeyen destektir." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Tabii ki başka alanlarda da hayat pahalılığı, özellikle gıda kaynaklı, ev kiralarına yönelik, diğer temel ihtiyaçlara yönelik fiyat artışlarının da vatandaşlarımızı en az etkileyecek şekilde tedbirlerimizi de devreye alıyoruz. Pandemi sürecinde çeşitli adlarla bu destekler yapıldı. Şimdi işte asgari ücretti, diğer ihtiyaçlardı, bunları da önümüzdeki kısa dönemde hükümetimiz, Cumhurbaşkanlığı Kabinemiz tarafından değerlendirilip, en iyi şekilde eldeki imkanları kullanılıp bunlar sonuçlandırılacak. Bu konuda tabii ki sorunların olduğunu da biliyoruz. Sorunlara bigane olmadık bugüne kadar, bundan sonra da olmayacağız."
Bu zor sürecin dayanışmayla atlatılacağını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bunun gayreti içerisinde olacağız. Özetle söylemek istediğim şey tabii ki moral bozup bu zor durumu kullanmaya çalışanlar elbette olacaktır. Bunlar geçmişte de oldu ama boşuna heveslenmesinler, yine mahcup olacaklar. Bu milletin sağduyusuyla, dayanışmasıyla ve Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti ve feraseti, alacağımız kararlarla bu sıkıntıları geride bırakacağız. Bundan endişeniz olmasın, rahat olun. Tabii ki darlığın sonu ferahlıktır. İnşallah daha güzel günleri de hep beraber idrak edeceğiz, yaşayacağız."