Adana Ticaret Odası (ATO) Meclis Başkanı İsmail Acı, akaryakıt ve enerji fiyatlarındaki artışın en temel zorunlu gıda giderleri başta olmak üzere iğneden ipliğe her kalem ürüne yansıdığını belirterek, mevcut ortamda odak noktasının enflasyonu düşürmek olması gerektiğini ifade etti.
İsmail Acı, pandemi kuralları nedeniyle iki yıl aradan sonra ilk kez yüz yüze gerçekleştirilen ATO Mart ayı Olağan Meclis Toplantısının açılışındaki konuşmasında, mevcut ekonomik göstergelere dikkati çekerek, iş dünyasının beklentileri ve alınması gereken önlemler konusundaki görüşlerini dile getirdi.
Tüm dünya ile birlikte Türkiye'de de tırmanan enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki artışın Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle daha fazla hissedilir hale geldiğine vurgu yapan İsmail Acı, kurun tırmanmasının ardından benzinin 20 TL'nin üzerine çıktığını, motorinin de 23 liraya dayandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Halkın alım gücünün giderek daralması, asgari ücrete yapılan zammın erimesi, piyasalardaki dalgalanmalar ve fiyat artışları iç piyasayı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Temmuz ayında ise asgari ücrete yeni bir düzenleme yapılması konuşuluyor. Bunlar konuşulurken bir adım sonrası ya da başka bir ifade ile madalyonun öteki yüzünde yer alan ticaret erbaplarının durumlarının da dikkate alınmasını tavsiye ediyoruz."
ATO Meclis Başkanı İsmail Acı, enflasyon canavarının başının akaryakıt ve enerji fiyatlarındaki artış olduğunu ancak, maliyeti artıran tek etkenlerin de bunlar olmadığını savunarak, şöyle devam etti:
"İşçilik ve sigorta gibi birçok girdi maliyeti var. Yapılması gereken şudur; bir yandan asgari ücrete yeniden ayar yapılması kadar bundan etkilenecek işverenlerin de nasıl bir destek mekanizması ile güçlendirilmesi olmalıdır. Uygun kredi desteği, istihdam desteği, işletme kredisi gibi çeşitli enstrümanlarla önlem alınmalıdır. Aksi takdirde bu artışlar maliyetlere, maliyet artışları tüketiciye yansıyacak ve enflasyon canavarını frenlemek daha da güçleşecektir."
İstikrarlı makroekonomi beklentisi
İsmail Acı, dünyada küreselleşmeyle birlikte sermaye hareketlerinin daha da önem kazandığını belirterek, "Türkiye'nin bu süreci iyi değerlendirmesi istikrarlı bir makroekonomik ortam yaratılması ve rekabet gücünü ön plana çıkartan bir ekonomi politikası uygulanması ile mümkün olabilecektir" diye konuştu.
Acı, enflasyon oranının yüksek ve dalgalı olduğu bir ekonomide ortaya çıkan belirsizlikler sonucunda reel getirisi sabitlenmemiş her türlü yatırımın reel getirisinin de belirsiz olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ortaya çıkan bu belirsizlikler tüccarın uzun vadeli sözleşmeler yapmasını da güçleştirmektedir. Ayrıca, yatırımların borçlanma yolu ile finanse edildiği bir ortamda enflasyondaki dalgalanmaların yol açtığı risk primi yatırım maliyetlerini de artıracaktır. Bundan dolayıdır ki mevcut ortamda enflasyonun nasıl düşürülebileceğine odaklanmalıyız."
İsmail Acı, Türkiye'nin 2021 yılı büyüme rakamlarına da dikkati çekerek, açıklamasını şöyle tamamladı;
"Türkiye ekonomisi 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11 büyüme kaydetti. TÜİK'in açıkladığı verilere göre 2021'in son çeyreğinde ise büyüme yüzde 9,1 olarak gerçekleşti. Son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 1,5 oldu. Temennimiz bu büyümenin ihracata, ticarete ve halkın refahına da yansımasıdır." - ADANA