20-05-2015 21:39
HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın sandıkta hile iddialarına “Teknik olarak imkansız” yanıtını veren Gül, Türkiye’de 174 bin sandık, her sandıkta da her partiden en az 4’er görevli olduğuna işaret etti. Gül, “Çok partili hayata geçildikten sonra Türkiye’de hiçbir seçim şaibeli olmamıştır. Kaldı ki 3 bin 500 kişiyle hile yapamazsınız” dedi. Gül, Başkanlık sistemiyle ilgili “Türkiye bölünecek” iddialarına karşın “AK Parti’nin asla bir eyalet sistemi, özerklik düşüncesi yok. Üniter yapı korunacak” güvencesi verdi. Tek alternatifin koalisyon olduğu bir ortamda oyların AK Parti’ye yöneldiğini söyleyen Gül, “İstikrarın tadını alan millet, ağzının tadı bozulsun istemiyor” dedi. Gül, AK Parti’nin mitinglerini 5 Haziran’da Gaziantep’te ünlü baklavasıyla, ağız tadıyla tamamlayacaklarını söyledi.
MİTİNGLERİMİZİ GAZİANTEP BAKLAVASIYLA TAMAMLARIZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül, 24 TV’de Yaşar Taşkın Koç’un sunduğu Kulis programında gündeme dair soruları yanıtladı. Seçim bölgesi Gaziantep’in yoğun Kürt nüfusu, Suriye’ye sınır oluşu, ekonomik dinamizmi ile Türkiye’nin bir mozaiği olduğunu vurgulayan Gül, sahada son 15-20 gündür ciddi anlamda kararsızların AK Parti’ye yöneldiğini, hatta diğer partilerden AK Parti’ye bir yöneliş olduğunu gördüklerini söyledi. Gül, bu yönelişin temelinde de AK Parti karşısında tek alternatif olan koalisyon korkusunun yattığını vurguladı. AK Parti’nin Gaziantep mitinginin 5 Haziran’da yapılacağını, son miting denilebileceğini söyleyen Gül, “Antep’in baklavası meşhurdur. Mitinglerimizi baklavayla ağız tadıyla tamamlayacağız” diye konuştu.
PİJAMAYLA BAŞBAKAN KARŞILAYANIN KARŞISINDA AK PARTİ VAR
Hürriyet Gazetesi ile yürütülen tartışma konusunda da Gül, Hürriyet Gazetesi’ne ontolojik olarak bakıldığında hep darbecilerin, vesayetin yanında, seçilmişlerin karşısında yer aldığının görüldüğünü anımsattı. Gül, “Hürriyet aslında hep vesayet odaklarının sözcüsü gibi, amiral gemisi gibi hizmet etmiş” dedi. 12 Eylül darbesinden sonra “Tasfiye edilen politikacılar değil çirkin politikadır” diye manşet atan Hürriyet’in bugün de Mursi’ye idam kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının altına “Yüzde 52 oy aldı idamla cezalandırıldı” manşetiyle dün durduğu yerden farklı bir yerde durmadığını kanıtladığını, manşetlerle siyaseti dizayn etmeye çalıştığını ifade eden Gül, “Söyledikleri hiçbir şeyin demokrasiyle bağdaşır yanı yok. Kullandıkları dil daima eski Türkiye dili. Tek fark şu, daha önceleri pijamayla karşılarken, manşetlerle getirip manşetlerle götürürken bugün karşılarında dirayetli bir AK Parti hükümeti var. Bunun da karşılığını gördükleri için ezberleri bozuldu” dedi. Gül, Hürriyet’in Mursi manşetini, “Gazetecilik açısından da gerçekten utanç verici bir manşet oldu” şeklinde değerlendirdi.
SANDIKTA HİLE İMKANSIZ
AK Parti’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül’e HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın “3 bin 500 kişilik sandık hile timi kurulduğu” açıklamaları da soruldu. “Teknik olarak sandıkta hile yapılması imkansız” diyen Gül, Türkiye’de 174 bin sandık olduğunu, her sandıkta da her partinin en az 4 görevlisi bulunduğunu, sandıkta sayım bittiğinde bunların elinde sandıktan çıkan sonuçlara ilişkin ıslak imzalı tutanaklar olduğunu, bu tutanaklarla da seçim güvenliğinin sağlandığını ve sonuca itirazların yapılabildiğini anlattı. “Dolayısıyla bu hususta hiçbir şekilde bir şaibenin olması imkansız” diyen Gül, “Türkiye’de çok partili hayata geçiş olduğundan beri hiçbir seçim şaibeli olmamıştır. Yani 1960’tan beri seçimler özgür bir şekilde, şeffaf bir şekilde, yargı denetimine açık bir şekilde yapılmıştır” şeklinde konuştu. Gül, şöyle devam etti:
“3 bin 500 kişiyle yapılacak bir şey değil bu. Türkiye’de 174 bin sandık var ve her sandıkta her partinin kendi görevlisi var. Bunlar seçim sonucunu şimdiden gördükleri için mazeretler sunmak, kaybedersek sebebi bu demek için, seçmen iradesini fesada uğratmak için başvurulan yöntemler.”
MEVCUT OLAN ŞANSLARINI DA YANLIŞ KAMPANYALARLA KAYBETTİLER
Seçim kampanyalarına başlamadan önce muhalefet partilerine karşı da Gaziantep’te bir motivasyon olduğunu, ancak sonra bu motivasyonun koalisyon söylentileri ve eski Türkiye akıllara gelince kaybolduğunu anlatan Gül, “Bu partilere oy vermeyi düşünenlerin bile, alternatifi koalisyon olan bir Türkiye’de veya bir şehrin ekonomisinin kalkınamayacağını, istikrarın, huzurun olmayacağını görerek havlu attıklarını, sahada tablonun AK Parti’ye, istikrara yöneldiğini 15-20 gündür net bir şekilde görüyorum” dedi.
İSTİKRARIN TADINI ALAN MİLLET AĞZININ TADI BOZULSUN İSTEMİYOR
AK Parti’nin sahada kullandığı argümanların başında “ekonomideki ve siyasetteki istikrar”ın geldiğini vurgulayan Gül, Türkiye’nin bir modeli olarak Gaziantep’in daha önce krizleri görmüş, işçisi işsiz kalmış, esnafı kepenk kapatmış, işadamı çekini ödeyememiş bir şehir olduğunu anımsattı. Gül, “Şimdi bu şehir istikrarı satın almış. Bir defa istikrarın tadını almış bir şehir ve ülke bu ağız tadının bozulmasını istemiyor. Dolayısıyla alternatifi koalisyon olan bir tercihi görmek istemiyor” diye konuştu.
REFORMLARI SAĞLAMA ALMAK İÇİN YENİ ANAYASA DİYORUZ
Türkiye’de AK Parti öncesi etnik aidiyetini dile getiremeyen, dilini konuşamayan, ikinci sınıfa itilen, ötelenen bir vatandaş kitlesi olduğunu, bugün AK Parti’nin politikalarıyla herkesin birinci sınıf vatandaş haline geldiğini anlatan Gül, “Şimdi bu vatandaşların beklentisi, AK Parti bunu yaptı ama yarın ne olacak, uygulayıcılar değişirse ne olacak? Burada da AK Parti bu kazanımları Anayasa ile güvence altına alacak diye bir beklenti var. Biz de bunu söylüyoruz. Biz bunların hepsini ilanihaye kalıcı olarak reformları sağlama alacağız ve bu yüzden de yeni Anayasa diyoruz” ifadelerini kullandı.
Bir diğer konunun Çözüm süreci olduğunu, bu sürecin de AK Parti’nin kararlılığıyla başlatıldığını herkesin bildiğini anlatan Gül, “Çözüm sürecine de verilen bir oy var, bir destek var, bunu da bölgede görüyoruz” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİNİ ŞANTAJ UNSURU YAPANDAN MİLLET HESAP SORAR
“Kürtler’in en büyük idolü, sığınacağı siyasi lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu herkes peşinen kabul ediyor, gördü. ‘Ben baldıran zehri olursa bile bu zehri içerim, bu süreci başlatırım’ diyen Tayyip Erdoğan’dır, Cumhurbaşkanımızdır ve sürdüren de Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’dur” diyen Gül, dolayısıyla HDP’nin baraj altında kalmasının bir devlet politikası, milli bir proje olan Çözüm sürecinde AK Parti’nin kararlılığı karşısında bir etkisi olamayacağını vurguladı. Gül, “Çözüm süreci gibi çok kutsal, Türkiye’nin 100 yıllık meselesini bir seçim malzemesi olarak kullanmaları HDP açısından çok büyük bir talihsizlik olmuştur. Ben çözüm sürecini bir şantaj malzemesi olarak kullanmalarını ayrıca çok yanlış ve tehlikeli olarak görüyorum” dedi. Çözüm sürecinin millet tarafından satın alındığını ve teminatının da AK Parti olduğunu belirten Gül, “Burada kim geri adım atarsa ve kim bu süreci bir seçim malzemesi, bir şantaj unsuru olarak kullanırsa millet bunun hesabını sorar” ifadelerini kullandı.
BAŞKANLIK TARTIŞMALARINDA AMAÇ BELLİ KESİMLERİ KONSOLİDE ETMEK
Abdülhamit Gül, Başkanlık sistemi konusundaysa, “diktatörlük getirecekler” ve “Türkiye’yi bölecekler” şeklinde iki eleştiri yöneltildiğini belirterek, “Bu iki eleştiriyle de farklı iki seçmen kitlesini konsolide etmeye çalışıyorlar. Bölünürsek diye belli bir kesimi, krallık gelecek diye de belli bir kesimi konsolide ederek bu sisteme karşı çıkmaya çalışıyorlar” dedi.
AK PARTİ’NİN ASLA BİR EYALET SİSTEMİ, ÖZERKLİK DÜŞÜNCESİ YOK
Başkanlık sisteminin “eyalet yada federasyonu” dayatan bir sistem olmadığını, Fransa’da yarı başkanlık olmasına karşın üniter bir sistem bulunmasına karşın parlamenter sistemle yönetilen Almanya’da ise eyaletler bulunduğunu anlatan Gül, “Bu, bölgelerin ülkelerin, kendi koşullarıyla alakalı bir konu. Mesela Amerika kolonilerden meydana geldiği için eyalet sistemi var. Bizim başkanlık sistemi modelimize gelince, bizim modelimizde kesinlikle üniter yapıyla ilgili, devletin bu anlamda birliğiyle alakalı hiçbir şekilde bir rezervimiz yok. Asla AK Parti’nin bir eyalet sistemi yada farklı bir özerklik şeklinde bir düşüncesi yok” şeklinde konuştu.
MİLLETİN İKTİDARA KALICI OLARAK GELMESİNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR
Başkanlık sisteminin “diktatörlük, krallık getireceği” iddiasıyla ilgili olarakda, “Amerika’da uygulanan, G-20’nin 10 ülkesinde uygulanan Başkanlık sistemi hangi ülkede diktatörlüğe neden olmuş?” diye soran Gül, şöyle devam etti:
“Buradaki temel tartışma aslında sistem üzerinden değil de kişiler üzerinden yürüyor. Demirtaş çıkıp ‘Seni seçtirmeyeceğiz’ diye kişiselleştirerek mesajını veriyor. Yani Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir sistem tartışması yapılıyor. Gelin sistemi tartışalım. Tayyip Erdoğan ömrü billah burada kalacak değil ki. Kaldı ki başkan en fazla iki defalığına seçilir. Şunu da ifade edeyim, milletimiz Başkanlık sistemiyle koalisyon dönemlerinin kapanacağını, artık istikrarlı bir yönetim, güçlü ve etkin yönetim olacağını çok iyi biliyor. ‘Dünyanın süper gücü Amerika, orası Başkanlıkla yönetiliyorsa niye Türkiye yönetilmesin’ diyor ve bu konuda güçlü bir kabul söz konusu. Kaldı ki, bu bugünün meselesi değil. Rahmetli Erbakan Hoca, Demirel, Özal, rahmetli Türkeş güçleri yetmediği için başarılı olamamışlar. Ama Türkiye koalisyonlardan bıktıkça hep başkanlık sistemini aramış. Bugün de AK Parti başkanlık sistemiyle demokrasiyi taçlandırmak istiyor. İşin aslı budur. Etkin yönetim, güçlü yönetim, millete hesap verebilen başkan. Niye rahatsız oluyorlar? Çünkü milletin iktidara kalıcı olarak gelmesinden rahatsız oluyorlar.”
YÜZDE 50’NİN ÜZERİNE EKLERİZ
Gül, seçim tahmininin sorulması üzerine de, AK Parti seçim kampanyalarının bugüne kadar sürekli oy arttırarak ilerlediğini, 2011’de yüzde 50’ye dayandığını anımsattı. Gül, “Ben inşallah bu seçimde de, hem anketler hem saha da bunu gösteriyor, sandık gününe kadar, 7 Haziran’a kadar milletimizin desteği arta arta çok güzel bir netice alacağımıza inanıyorum. Yüzde 50’nin üzerinde anayasayı değiştirecek çoğunluk bekliyoruz. Takdir milletimizin. Biz çalışacağız” diye konuştu.
MİTİNGLERİMİZİ GAZİANTEP BAKLAVASIYLA TAMAMLARIZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül, 24 TV’de Yaşar Taşkın Koç’un sunduğu Kulis programında gündeme dair soruları yanıtladı. Seçim bölgesi Gaziantep’in yoğun Kürt nüfusu, Suriye’ye sınır oluşu, ekonomik dinamizmi ile Türkiye’nin bir mozaiği olduğunu vurgulayan Gül, sahada son 15-20 gündür ciddi anlamda kararsızların AK Parti’ye yöneldiğini, hatta diğer partilerden AK Parti’ye bir yöneliş olduğunu gördüklerini söyledi. Gül, bu yönelişin temelinde de AK Parti karşısında tek alternatif olan koalisyon korkusunun yattığını vurguladı. AK Parti’nin Gaziantep mitinginin 5 Haziran’da yapılacağını, son miting denilebileceğini söyleyen Gül, “Antep’in baklavası meşhurdur. Mitinglerimizi baklavayla ağız tadıyla tamamlayacağız” diye konuştu.
PİJAMAYLA BAŞBAKAN KARŞILAYANIN KARŞISINDA AK PARTİ VAR
Hürriyet Gazetesi ile yürütülen tartışma konusunda da Gül, Hürriyet Gazetesi’ne ontolojik olarak bakıldığında hep darbecilerin, vesayetin yanında, seçilmişlerin karşısında yer aldığının görüldüğünü anımsattı. Gül, “Hürriyet aslında hep vesayet odaklarının sözcüsü gibi, amiral gemisi gibi hizmet etmiş” dedi. 12 Eylül darbesinden sonra “Tasfiye edilen politikacılar değil çirkin politikadır” diye manşet atan Hürriyet’in bugün de Mursi’ye idam kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının altına “Yüzde 52 oy aldı idamla cezalandırıldı” manşetiyle dün durduğu yerden farklı bir yerde durmadığını kanıtladığını, manşetlerle siyaseti dizayn etmeye çalıştığını ifade eden Gül, “Söyledikleri hiçbir şeyin demokrasiyle bağdaşır yanı yok. Kullandıkları dil daima eski Türkiye dili. Tek fark şu, daha önceleri pijamayla karşılarken, manşetlerle getirip manşetlerle götürürken bugün karşılarında dirayetli bir AK Parti hükümeti var. Bunun da karşılığını gördükleri için ezberleri bozuldu” dedi. Gül, Hürriyet’in Mursi manşetini, “Gazetecilik açısından da gerçekten utanç verici bir manşet oldu” şeklinde değerlendirdi.
SANDIKTA HİLE İMKANSIZ
AK Parti’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül’e HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın “3 bin 500 kişilik sandık hile timi kurulduğu” açıklamaları da soruldu. “Teknik olarak sandıkta hile yapılması imkansız” diyen Gül, Türkiye’de 174 bin sandık olduğunu, her sandıkta da her partinin en az 4 görevlisi bulunduğunu, sandıkta sayım bittiğinde bunların elinde sandıktan çıkan sonuçlara ilişkin ıslak imzalı tutanaklar olduğunu, bu tutanaklarla da seçim güvenliğinin sağlandığını ve sonuca itirazların yapılabildiğini anlattı. “Dolayısıyla bu hususta hiçbir şekilde bir şaibenin olması imkansız” diyen Gül, “Türkiye’de çok partili hayata geçiş olduğundan beri hiçbir seçim şaibeli olmamıştır. Yani 1960’tan beri seçimler özgür bir şekilde, şeffaf bir şekilde, yargı denetimine açık bir şekilde yapılmıştır” şeklinde konuştu. Gül, şöyle devam etti:
“3 bin 500 kişiyle yapılacak bir şey değil bu. Türkiye’de 174 bin sandık var ve her sandıkta her partinin kendi görevlisi var. Bunlar seçim sonucunu şimdiden gördükleri için mazeretler sunmak, kaybedersek sebebi bu demek için, seçmen iradesini fesada uğratmak için başvurulan yöntemler.”
MEVCUT OLAN ŞANSLARINI DA YANLIŞ KAMPANYALARLA KAYBETTİLER
Seçim kampanyalarına başlamadan önce muhalefet partilerine karşı da Gaziantep’te bir motivasyon olduğunu, ancak sonra bu motivasyonun koalisyon söylentileri ve eski Türkiye akıllara gelince kaybolduğunu anlatan Gül, “Bu partilere oy vermeyi düşünenlerin bile, alternatifi koalisyon olan bir Türkiye’de veya bir şehrin ekonomisinin kalkınamayacağını, istikrarın, huzurun olmayacağını görerek havlu attıklarını, sahada tablonun AK Parti’ye, istikrara yöneldiğini 15-20 gündür net bir şekilde görüyorum” dedi.
İSTİKRARIN TADINI ALAN MİLLET AĞZININ TADI BOZULSUN İSTEMİYOR
AK Parti’nin sahada kullandığı argümanların başında “ekonomideki ve siyasetteki istikrar”ın geldiğini vurgulayan Gül, Türkiye’nin bir modeli olarak Gaziantep’in daha önce krizleri görmüş, işçisi işsiz kalmış, esnafı kepenk kapatmış, işadamı çekini ödeyememiş bir şehir olduğunu anımsattı. Gül, “Şimdi bu şehir istikrarı satın almış. Bir defa istikrarın tadını almış bir şehir ve ülke bu ağız tadının bozulmasını istemiyor. Dolayısıyla alternatifi koalisyon olan bir tercihi görmek istemiyor” diye konuştu.
REFORMLARI SAĞLAMA ALMAK İÇİN YENİ ANAYASA DİYORUZ
Türkiye’de AK Parti öncesi etnik aidiyetini dile getiremeyen, dilini konuşamayan, ikinci sınıfa itilen, ötelenen bir vatandaş kitlesi olduğunu, bugün AK Parti’nin politikalarıyla herkesin birinci sınıf vatandaş haline geldiğini anlatan Gül, “Şimdi bu vatandaşların beklentisi, AK Parti bunu yaptı ama yarın ne olacak, uygulayıcılar değişirse ne olacak? Burada da AK Parti bu kazanımları Anayasa ile güvence altına alacak diye bir beklenti var. Biz de bunu söylüyoruz. Biz bunların hepsini ilanihaye kalıcı olarak reformları sağlama alacağız ve bu yüzden de yeni Anayasa diyoruz” ifadelerini kullandı.
Bir diğer konunun Çözüm süreci olduğunu, bu sürecin de AK Parti’nin kararlılığıyla başlatıldığını herkesin bildiğini anlatan Gül, “Çözüm sürecine de verilen bir oy var, bir destek var, bunu da bölgede görüyoruz” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİNİ ŞANTAJ UNSURU YAPANDAN MİLLET HESAP SORAR
“Kürtler’in en büyük idolü, sığınacağı siyasi lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu herkes peşinen kabul ediyor, gördü. ‘Ben baldıran zehri olursa bile bu zehri içerim, bu süreci başlatırım’ diyen Tayyip Erdoğan’dır, Cumhurbaşkanımızdır ve sürdüren de Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’dur” diyen Gül, dolayısıyla HDP’nin baraj altında kalmasının bir devlet politikası, milli bir proje olan Çözüm sürecinde AK Parti’nin kararlılığı karşısında bir etkisi olamayacağını vurguladı. Gül, “Çözüm süreci gibi çok kutsal, Türkiye’nin 100 yıllık meselesini bir seçim malzemesi olarak kullanmaları HDP açısından çok büyük bir talihsizlik olmuştur. Ben çözüm sürecini bir şantaj malzemesi olarak kullanmalarını ayrıca çok yanlış ve tehlikeli olarak görüyorum” dedi. Çözüm sürecinin millet tarafından satın alındığını ve teminatının da AK Parti olduğunu belirten Gül, “Burada kim geri adım atarsa ve kim bu süreci bir seçim malzemesi, bir şantaj unsuru olarak kullanırsa millet bunun hesabını sorar” ifadelerini kullandı.
BAŞKANLIK TARTIŞMALARINDA AMAÇ BELLİ KESİMLERİ KONSOLİDE ETMEK
Abdülhamit Gül, Başkanlık sistemi konusundaysa, “diktatörlük getirecekler” ve “Türkiye’yi bölecekler” şeklinde iki eleştiri yöneltildiğini belirterek, “Bu iki eleştiriyle de farklı iki seçmen kitlesini konsolide etmeye çalışıyorlar. Bölünürsek diye belli bir kesimi, krallık gelecek diye de belli bir kesimi konsolide ederek bu sisteme karşı çıkmaya çalışıyorlar” dedi.
AK PARTİ’NİN ASLA BİR EYALET SİSTEMİ, ÖZERKLİK DÜŞÜNCESİ YOK
Başkanlık sisteminin “eyalet yada federasyonu” dayatan bir sistem olmadığını, Fransa’da yarı başkanlık olmasına karşın üniter bir sistem bulunmasına karşın parlamenter sistemle yönetilen Almanya’da ise eyaletler bulunduğunu anlatan Gül, “Bu, bölgelerin ülkelerin, kendi koşullarıyla alakalı bir konu. Mesela Amerika kolonilerden meydana geldiği için eyalet sistemi var. Bizim başkanlık sistemi modelimize gelince, bizim modelimizde kesinlikle üniter yapıyla ilgili, devletin bu anlamda birliğiyle alakalı hiçbir şekilde bir rezervimiz yok. Asla AK Parti’nin bir eyalet sistemi yada farklı bir özerklik şeklinde bir düşüncesi yok” şeklinde konuştu.
MİLLETİN İKTİDARA KALICI OLARAK GELMESİNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR
Başkanlık sisteminin “diktatörlük, krallık getireceği” iddiasıyla ilgili olarakda, “Amerika’da uygulanan, G-20’nin 10 ülkesinde uygulanan Başkanlık sistemi hangi ülkede diktatörlüğe neden olmuş?” diye soran Gül, şöyle devam etti:
“Buradaki temel tartışma aslında sistem üzerinden değil de kişiler üzerinden yürüyor. Demirtaş çıkıp ‘Seni seçtirmeyeceğiz’ diye kişiselleştirerek mesajını veriyor. Yani Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir sistem tartışması yapılıyor. Gelin sistemi tartışalım. Tayyip Erdoğan ömrü billah burada kalacak değil ki. Kaldı ki başkan en fazla iki defalığına seçilir. Şunu da ifade edeyim, milletimiz Başkanlık sistemiyle koalisyon dönemlerinin kapanacağını, artık istikrarlı bir yönetim, güçlü ve etkin yönetim olacağını çok iyi biliyor. ‘Dünyanın süper gücü Amerika, orası Başkanlıkla yönetiliyorsa niye Türkiye yönetilmesin’ diyor ve bu konuda güçlü bir kabul söz konusu. Kaldı ki, bu bugünün meselesi değil. Rahmetli Erbakan Hoca, Demirel, Özal, rahmetli Türkeş güçleri yetmediği için başarılı olamamışlar. Ama Türkiye koalisyonlardan bıktıkça hep başkanlık sistemini aramış. Bugün de AK Parti başkanlık sistemiyle demokrasiyi taçlandırmak istiyor. İşin aslı budur. Etkin yönetim, güçlü yönetim, millete hesap verebilen başkan. Niye rahatsız oluyorlar? Çünkü milletin iktidara kalıcı olarak gelmesinden rahatsız oluyorlar.”
YÜZDE 50’NİN ÜZERİNE EKLERİZ
Gül, seçim tahmininin sorulması üzerine de, AK Parti seçim kampanyalarının bugüne kadar sürekli oy arttırarak ilerlediğini, 2011’de yüzde 50’ye dayandığını anımsattı. Gül, “Ben inşallah bu seçimde de, hem anketler hem saha da bunu gösteriyor, sandık gününe kadar, 7 Haziran’a kadar milletimizin desteği arta arta çok güzel bir netice alacağımıza inanıyorum. Yüzde 50’nin üzerinde anayasayı değiştirecek çoğunluk bekliyoruz. Takdir milletimizin. Biz çalışacağız” diye konuştu.
