USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

ABD'nin 45. Başkanı Trump'ın görevdeki 4 yılında iç politikada fırtınalar dinmedi

Ocak 2017'de başladığı görevini 20 Ocak'ta Biden'e devretmeye hazırlanan Trump'ın başkanlık süresi ulusal kamuoyunda çok tartışıldı. Trump, Amerika'da, azil soruşturması geçiren üçüncü, ikinci kez azil süreciyle karşı karşıya kalan ilk başkan oldu.

ABD'nin 45. Başkanı Trump'ın görevdeki 4 yılında iç politikada fırtınalar dinmedi
18-01-2021 14:11
Google News
Washington

ABD'nin 45. başkanlığı görevine Ocak 2017'de başlayan ve 3 Kasım 2020'de yapılan seçimlerde Demokrat rakibi Joe Biden'ın galip gelmesiyle görevinden 20 Ocak'ta ayrılacak olan Donald Trump'ın başkanlık süresi fırtınalı geçti.

New Yorker dergisinin yayımladığı yeni video Kongre baskınına ilişkin ilginç detayları ortaya koydu

New York'ta doğup büyüyen ve ülkenin en zengin iş adamlarından biri olan Trump, 16 Haziran 2015'te, Kasım 2016'da yapılacak başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Partiden aday olacağını açıkladıktan sonra hem siyasi camianın hem de basının büyük ilgisini gördü.

Tüm anketlerin aksine 8 Kasım 2016'da Demokrat başkan adayı Hillary Clinton'ı yenen Trump, 21 Ocak 2016'da yemin ederek koltuğuna oturdu. Bu tarihten sonra Trump, ABD tarihinin en tartışmalı başkanlarından biri oldu.

Trump, özellikle ekonomi alanındaki başarılarının yanı sıra gerek iç ve dış politikada gerek kabinesindeki radikal değişikliklerle gerekse de medya ile savaşında ve son dönemde Kongre baskınıyla eleştirilerin hedefi oldu.

Trump'ın başkent Washington DC'de yemin ettiği gün düzenlenen gösterilerde 217 kişi tutuklandı, 9 kişi de yaralandı.

ABD tarihinin en tartışmalı başkanlarından biri olan Trump, 20 Ocak Çarşamba günü koltuğunu Demokrat Joe Biden'a devredecek.

Seçim sonuçlarının "hileli" olduğunu savunan Trump, Biden'ın yemin törenine katılmayarak ülke tarihindeki bir siyasi geleneğin daha dışına çıkmış olacak.

22 ay süren Rusya soruşturması

Göreve başlar başlamaz Trump, seçim kampanya döneminde ekibinin Rusya ile ilişkileri konusundaki soruşturmayı kucağında buldu.

Rusya'nın siber saldırılar yoluyla seçimlere müdahale ettiği ve seçim sonuçlarını Trump lehine etkilediği iddiası, seçimden hemen sonra hem Federal Soruşturma Bürosu (FBI) hem de Kongredeki ilgili komiteler aracılığıyla soruşturulmaya başlandı.

FBI soruşturmasının tepesindeki isim olan o günün FBI Direktörü James Comey'nin 9 Mayıs 2017'de Trump tarafından görevden alınması ülkede deprem etkisi yaratırken, Adalet Bakanlığı bir hafta sonra 17 Mayıs'ta eski bir FBI Direktörü olan Robert Mueller'i "Özel Yetkili Savcı" sıfatıyla soruşturmaya atadı.

Bu süreçte Trump'ın seçim ekibinden birçok kişiye suç isnat edildi, başta Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn olmak üzere birçok kişi koltuğundan oldu.

Özel Yetkili Savcı Robert Mueller, 22 ay süren Rusya Soruşturması'nın raporunu, 22 Mart 2019'da Adalet Bakanlığına sundu.

Adalet Bakanı William Barr ise raporun önemli bulgularını bir mektupla Kongreye bildirdi ve Trump'ın Rusya ile gizli iş birliği yaptığını gösteren bir sonuca ulaşılamadığını kaydetti.

Trump, raporun sonucunda tamamen aklandığını savunurken, Demokratlar Trump'ın "adaleti engellemeye çalıştığını" iddia etti. 29 Mayıs'ta kameraların karşısına geçen Mueller, Rusya soruşturması dosyasının resmen kapandığını açıkladı.

Trump tüm bu süreçte ve daha sonra yaptığı açıklamalarında soruşturma için "cadı avı" ifadesini kullandı.

Trump'ın "fake news" (yalancı basın) savaşı

Trump göreve ilk geldiği günden bu yana Amerikan ana akım medyasını hedef tahtasına oturttu.

Trump'ın gerek Beyaz Saray'da düzenlediği toplantılarda gerekse Beyaz Saray'dan ayrılırken verdiği kapı önü demeçlerinde basın mensuplarıyla yaşadığı gergin anlar kameraya yansıdı.

Medyayı sık sık Demokratların "iş birlikçisi" olmakla itham eden Trump, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda da basın kuruluşlarını "Fake News (Yalancı Basın)" olarak niteledi.

Trump 2020 seçim sonuçlarını kabullenmedi

Trump'ın son dönemine damga vuran en önemli olaylardan birisi de kendisinin mağlup ayrıldığı 3 Kasım 2020 seçimleriydi.

Seçim gecesi henüz birçok eyalette seçim sonuçları netleşmemişken Beyaz Saray'da basın toplantısı düzenleyen Trump, seçimleri kazandığını ilan etti.

Ancak ertesi günden itibaren özellikle postayla gelen oyların sayılmasıyla Trump birçok eyalette Biden'ın gerisinde kaldı ve 7 Kasım 2020'de Biden'ın seçimleri kazandığı duyuruldu.

Bunun ardından Trump, sonuçların "hileli" ve asıl kazanının kendisi olduğunu öne sürerek, birçok eyalette dava açtı ancak Trump bu davalardan bir sonuç alamadı.

6 Ocak Kongre baskını

ABD'de Trump'ın tüm itirazlarından bir sonuç alınamazken 6 Ocak'ta ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi üyeleri, Başkan Yardımcısı Mike Pence'in başkanlığında seçim sonuçlarını teyit etmek üzere toplantı.

Trump, aynı günün sabahı Beyaz Saray'ın önünde bir miting düzenleyerek, destekçilerini Kongreye yürümeye davet etti ve kendisinin de onlara eşlik edeceğini söyledi.

Bunun üzerine birçok protestocu, Kongre binasına doğru yürürken, bazı protestocular polis barikatını aşarak Kongreye girdi. Kongredeki oturumlara ara verilirken, başta Pence olmak üzere birçok siyasetçi güvenli alanlara alındı.

Yaklaşık 4 saat süren baskının ardından, protestocular dışarı çıkarıldı ve oturum kaldığı yerden devam etti. Kayıtlara "6 Ocak Kongre Baskını" olarak geçen olayın ardından, Trump'ın halkı kışkırttığı ve olayların sorumlusu olduğu belirtildi.

Sosyal medya ağlarından Trump'a dijital duvar

Kongre baskınının ardından sosyal medya ağları da Trump'a karşı büyük bir önleme harekatına başlamış oldu. İlk olarak Twitter, Trump'ın olaylar esnasında attığı tweetlerden bazılarını sildi. Ardından Facebook ve Instagram 24, Twitter ise 12 saatliğine Trump'ın hesaplarına erişim kısıtlaması getirdiklerini duyurdu.

Daha sonra Facebook ve Instagram, Biden'ın yemin ederek görevine başlayacağı 20 Ocak'a kadar hesaplara erişimin kısıtlanacağını açıklarken, Twitter 8 Ocak'ta Trump'ın hesabını süresiz olarak askıya aldı.

Ardından Snapchat de Trump'ın hesabını kapattı.

Trump azil soruşturmalarıyla imtihanı

Öte yandan Trump, görevi sürecinde ABD tarihinde azil soruşturması geçiren üçüncü, ikinci kez azil soruşturması geçiren ilk başkan oldu. Demokratların Eylül 2019'da kendisine karşı başlattığı azil soruşturmasında Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile temmuzda yaptığı telefon görüşmesinde, siyasi rakibi Demokrat Joe Biden'a karşı koz elde etmeye çalışmakla suçlandı.

Yaklaşık 5 aylık süreçte Temsilciler Meclisinde aralık ayında iki azil maddesiyle suçlanan Trump, 5 Şubat günü Senatoda yapılan oylama sonucunda her iki suçlamadan da aklandı.

Trump görev süresinin bitimine çok kısa bir süre kala ikinci kez azil gündemiyle karşı karşıya kaldı.

Kongredeki Demokratlar, Kongre baskınından sorumlu tuttukları Trump'ın yargılanmasına yönelik 13 Ocak'ta önemli bir adım attı ve azil maddesini Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda oylamaya sundu.

Görev süresinin sona ermesine bir hafta kala Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi, 197 "hayır" oyuna karşılık 232 "evet" oyu ile kabul edildi. Söz konusu azil maddesine 10 Cumhuriyetçi vekilin de "evet" oyu vermesi dikkati çekti.

Böylece ABD'nin 45. Başkanı Trump, ülke tarihinde "görevden alınması istemiyle iki kez suçlanan ilk başkan" olarak tarihe geçti.

Trump'ın azline ilişkin Senatodaki sürecin ise 19 Ocak'ta başlaması planlanıyor.

Kabinede dikiş tutturamadı

ABD'de Trump'ın başkanlık dönemine iç politikada damgasını vuran en önemli maddelerden birisi de kabinesinde dikiş tutturamaması oldu.

Trump'ın yolunu ayırdığı bazı isimlerin görevine son verildiği haberini Twitter'dan duyurması ve görevden alınan kişilerin de bu yolla görevden alındıklarını öğrenmesi Washington gündemini sık sık meşgul etti.

Trump'ın yönetimde en çok değişiklik yaptığı pozisyonlardan birisi de Ulusal Güvenlik Danışmanlığı koltuğu oldu. Trump yönetimi şimdiye kadar Michael Flynn, Raymond McMaster ve John Bolton olmak üzere toplam 3 ulusal güvenlik danışmanının görevine son verdi.

Trump kabinesinde en çok değişiklik yapılan ve büyük tartışmalara yol açan görevlerden birisi de Beyaz Saray Sözcülüğü oldu.

Beyaz Saray'ın ilk basın sözcüsü olan Sean Spicer, görevinin ilk gününde Washington basınına karşı "savaş" başlattı. Sözcü Spicer, Trump'ın New York'tan finansçı arkadaşı Anthony Scaramucci'yi Beyaz Saray İletişim Direktörlüğü görevine getirmesinin ardından 21 Temmuz 2017'de istifa ettiğini açıkladı.

Spicer'dan sonra yerine getirilen Sarah Sanders da yaklaşık 2 yılın ardından Haziran 2019'da görevinden ayrıldı. Sanders'ın koltuğuna ise Donald Trump'ın eşi Melania Trump'ın iletişim direktörü Stephanie Grisham geldi. Grisham'ın Nisan 2020'de görevinden ayrılması üzerine yerine Kayleigh McEnany atandı.

Ayrıca ABD Savunma Bakanı James Mattis, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Adalet Bakanı Jeff Sessions, FBI Direktörü James Comey, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley, DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Adalet Bakanı William Barr da Trump kabinesine veda eden önemli isimler oldu.

Öte yandan 6 Ocak Kongre baskınının ardından da Beyaz Saray'dan ve kabineden birçok isim Trump kabinesinden ayrıldı.

Trump Kovid-19'u hafife almakla suçlandı

Mart 2020'de Kovid-19 gerçeğiyle yüzleşen ve o zamandan beri salgının pençesinde hem sağlık hem sosyal hem de ekonomik alanda çetin bir savaş veren ABD'de, "Trump yönetiminin virüs politikaları" en çok eleştirilen konuların başında geliyor

Salgının ilk günlerinde Kovid-19'u grip ile karşılaştıran ve her şeyin kontrol altına alındığını savunan Trump'ın daha sonraki aylarda maske ve karantina karşıtı tavırları da dikkat çekti.

ABD'de 3 Kasım 2020'deki başkanlık seçimleri sürecinde Kovid-19 politikaları, Trump'ın aleyhine kullanıldı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?