Kahramanmaraş’taki Ördekdede köyünde, köylülerin “Beyaz Saray” olarak adlandırdıkları üç katlı Süslü Apartmanı depremde yerle bir olurken, sahibi Ali Süslü müteahhitin “9 şiddetindeki depreme dayanır” dediği binanın enkazında can verdi.
11 ilde büyük yıkıma neden olan depremde, müteahitlere yönelik eksik malzeme ve demir kullanıldığı iddialarına bir yenisi de 200 haneli 500 nüfuslu Ördekdede köyünde çöken üç katlı bina eklendi. Ali- İbrahim Süslü kardeşlerin büyük paralar harcayarak dillere destan yaptırdıkları bina, aileye mezar oldu.
ASANSÖRLÜ, JAKUZİLİ
Çiftçilik yapan 61 yaşındaki Ali Süslü’nün köyde bugüne kadar benzeri olmayan bir konut yapmak için 2019 yılında başvurduğu müteahit Salman Bakay, inşaatın kabasını bitirdikten sonra aileyi iki yıl oyaladı. İkili arasında sorunlar yaşanınca binanın ince işleri başka bir firmaya yaptırıldı.
Binanın ince işlerini başka bir firmaya yaptıran Ali Süslü, yaşlı annesi için üç katlı binaya asansör yaptı. Dairelerin içini de jakuzi dahil her türlü konforla döşetti. Görüntüsü nedeniyle köylülerin “Beyaz Saray” adını verdikleri binaya Süslü Ailesi yaklaşık üç ay önce taşındı. İlk büyük depremde yerle bir olan binadan anne Hanife, ailenin kızı Manolya ile İbrahim Süslü sağ çıktı. Ali Süslü ise çöken beton parçasının kafasına düşmesi nedeniyle yaşamını yitirdi.
5 MİLYON TL MASRAF
Bölgenin deprem hattında olması nedeniyle müteahhit Salman Bakay ile oğlu Cem Bakay’dan sağlam bir bina istediklerini özellikle vurguladıklarını belirten İbrahim Süslü, şunları söyledi:
“Müteahhit bize sürekli, ‘beş kat da yapsan, yedi kat da yapsan 9 şiddetinde deprem de olsa bu binaya bir şey olmaz’ dedi. Biz eve o kadar güvendik ki yıkılacağı hiç bir zaman aklımızın ucundan geçmedi. Ölüme sebebiyet verdiği gerekçesiyle müteahhit hakkında dava açacağız. Eve 5 milyon masraf yaptık. Hayrını göremedik, bir de kurban verdik.”
‘O EVDE OTURSAYDIK BELKİ DE HAYATTAYDI’
Gösterişli binadan önce ağabeyi ile köy evi olarak tabir edilen iki binada yıllarca yaşadıklarını anlatan İbrahim Süslü, şöyle konuştu:
“Yığma, tek katlı iki evimiz, üstümüze yıkılır diye korkuyorduk. İki şiddetli deprem geçirdik iki ev de sağlam çıktı. Orada yaşamaya devam etseydik bugün belki ağabeyim Ali hayatta olacaktı.”