?>

İki deli Fransız

Bülent Kaan Köse

7 yıl önce

Mösyö Nikola Chauvin’i bilir misiniz? Veya adını hiç işittiniz mi?   Çoğunuz, duymamışsınızdır... Napolyon’un ordusunda, askermiş. Millet savaşırken bu cart curt eder, bağırır çağırır, savaştan sonra da övünürmüş. Orduda herkes bunu tanır, zart-zurtuna gülermiş gülmesine ama buna, çıkardığı onca gürültünün hatırına, birkaç da madalya verilmiş. Bonapart iktidardan düşünce, bunu da ordudan çıkarmışlar ama o, bu defa da madalyalarını göğsüne asar, kapı kapı dolaşır, atıp tutmaya devam edermiş. Yanlış hatırlamıyorsam bir er! Belki de bir onbaşı, unuttum… Zaten önemli biri de değil...   “Önemli değilse, neden yazıyorsun be adam?” diyeceksiniz... Herif önemsiz ama tarihe önemli bir tanım bıraktı: Chauvinizm! Şovenizm yani... Buyurun!   Peki, Mösyö Charles Marie de La Condamine’i hiç işittiniz mi? Bu da Fransız, adından belli...   de La Condamine, ilk defa 1719’da İspanya ile Fransa arasındaki Güller Kalesi Kuşatması esnasında meşhur olmuş. Henüz yaşı on sekiz, kafasına kıpkırmızı bir başlık giyerek dolanmaya başlamış. İspanyol topçusu bunu fark edip de nirengi noktası olarak kullanmaya başlayınca, vurulacağı konusunda onu uyaran üslerine, “Ben İspanyol topçusunun, isabet oranını merak ediyorum! İyi değiller...” demiş... Bir İstanbul gezisinde, birine falaka ile dayak atıldığını görünce, gidip küçük bir suç işlemiş. Böylece, falakanın verdiği acının nasıl olduğu konusundaki merakını gidermiş. Krala suikast işlemeye kalkıp, bunu başaramayan birini, kral kol ve bacaklarından dört ata bağlanıp, atların kırbaçlanması suretiyle idama mahkûm etmiş! İnfaz esnasında muhafızlar, cellâtlar arasında meslekten olmayan bir kaçağa rastlayıp, onu halkın arasına kovalamışlar. Kaçak halka doğru koşarken, “Merak ettim ne var?” diye, baş cellat da “Çok yetenekli, iyi bir çırak olur, bırakın” diye bağırmaktaymışlar. Meraklı amatör cellâdı tabii ki tanıdınız: de La Condamine!   Bir defasında, soylu bir leydinin salonunda oturuyorken, leydi bir dostuna mektup yazıyormuş. Bizimki, kadının omuz başında durup mektubu okumaya başlayınca, o da “Sana daha da ayrıntılı yazacaktım ama Mösyö de La Condamine, bütün yazdıklarımı okuyor” diye bir cümle yazınca, bizimki; “Haksızlık ediyorsunuz madam” demiş, “Okumuyorum”!   Fransız Bilimler Akademisi, 1734’te dünyanın elips biçiminde olduğunu kanıtlayacak ve ekvatorun uzunluğunu saptayacak bir bilim heyetini, Ekvador’a göndermeye karar verir. de La Condamine, allem eder, kallem eder, heyete katılır. Yolu tutup, Ekvador’a gider... İki seneden fazla bir zaman dağ taş dolaşıp, heyetteki en aktif adam olur. Bilimsel kanıtlar ortaya çıktıktan sonra geriye dönmez, Amazon Ormanları’na dalar... Birkaç sene ortaya çıkmaz. Sonra, bir gün ansızın Fransa’ya çıkagelir. Yanında suçiçeği aşısını, ‘kauçuk’u ve ‘kinin’i getirmiştir. Bir de Pigme!   Yetmiş üç yaşında, genç bir cerrahın yeni bulduğunu iddia ettiği bir ameliyatı kanıtlaması için ameliyat masasına yatar ve bir daha kalkmaz! Masada kalır... Merakını  gidermiş olur... Anlaşılır ki ameliyat yöntemi, yeterince doğru değilmiş! Bu merak da içinde kalır...   Buyurun size iki Fransız! Ne dersiniz?   İlk çeşidi, hep daha rahat yaşar… Ama dünya ikinci tür sayesinde ilerler…   Şimdi bu adam, bu lâfı neyin üstüne söyledi? Hadi tahmin edin…
YAZARIN DİĞER YAZILARI