(…) Yani, “bir mühür/ bir de tık”, partiye iki oy vermek demek değildir! Yutmayın. Yakında seçim var… Herkes birilerini pergelledi şimdiden, gidip oyunu verecek. Verelim vermesine de bizde oyların sayım işlemi nasıl yapılır bilir misiniz? Sanıldığı gibi, partilerin aldığı mühürlere bakılmaz! Her bir mühürde, o partinin her adayına birer “oy” yazılır. Her adayın karmadan aldığı oylar da mühürden aldıklarının yanına “oy” diye eklenir. Her partinin çıkaracağı vekil nasıl hesaplanır peki? Bütün adaylarının aldıkları o tek tek oylar toplanır ve o seçim bölgesindeki milletvekili sayısına bölünür. Partinin aldığı oy sayısı, böyle bulunur. Mühürler sayılarak değil… Onun için seçim geceleri, partilerin aldıkları oylar sayılırken, on binlerce oydan bahsedilir YSK bildirilerinde… Aday, partinin mühürlerinden sebeplendiği gibi, parti de adayın tek tek karmadan aldığı oylardan sebeplenir. Partinin kaç vekil çıkaracağına, adaylarının mühür ve karmadan aldıkları oylarının toplanması ile karar verilir. “Vur mührü, bir de tık” ne işe yarar o zaman? Yukarıdaki hesapla her partinin kaç milletvekili çıkaracağı tespit edildikten sonra, sıra o parti içinde kimlerin seçilmiş olduğunu belirlemeye geldiğinde, partili adayların aldıkları o tek tek oylar ve mühürlerden alınmış “tercih” oyları sayılır. Biri parti içinde daha çok tercih almış olsa bile, öteki karma oydan onu geçebilir! Ve “oy+tercih” toplamında, en çok alandan aşağı doğru bir sıralama yapılır. “Bir de tık…” vekil olmanızı sağlamaz! Kendi listenizden birilerini geçmenize fayda sağlayabilir! Onu da sağlarsa… Yani, “bir mühür/ bir de tık”, partiye iki oy vermek demek değildir! Yutmayın… Bu durumda, “milletvekilliği partinindir” demek, ne kadar doğru? Bilemem… En azından prensip olarak, terazi eşit ön görülmüş gibi geliyor bana… Aday, parti mühürlerinden sebepleniyorsa, parti de onun karmalarından sebepleniyor son tahlilde; toplam oy ve kaç vekil çıkaracağı hesaplanırken! Çıkacak sayıda, her bir adayın aldığı karma oyun toplamının da katkısı var… Bir seçim bölgesinde almışın 5 bin mühür, adamın biri de getirmiş 3 bin karma! Böl vekil sayısına! İcabında üç tane adayın, parti örgütünün mühürden getirdiği kadar oy getirebildiği ortaya çıkar! Kırk senedir böyledir, bu işi bütün “eski kulağı kesikler” bilir ama hiç itiraz eden de çıkmadı! Yalnız hep birden halka denilir ki “Vur mührü da et oyanı!” Neden? Kendi istedikleri liste meclise girsin diye… Şimdi bunu faş etmeme huylanacak olanlar, bir ağızdan diyecekler ki “çıksın bağımsız olarak kazansın da görelim”. Onun ayıbı, kazanamayan bağımsız adaylarda değil! Minareyi çalacak olan, kılıfı da önceden hazırlamış! Mevcut yasaya göre, örneğin Güzelyurt’ta küçük bir partiden aday olursanız 2 bin oyla kazanmanız mümkünken, bağımsız çıkanın seçilebilmek için 10bin+1 oya ihtiyacı vardır! Ayıp, o yasayı yapanlardadır! Yarışı eşit koyun bakalım bağımsızlar da kazanır mı, kazanmaz mı? Biz böyle yaparak, partiler sistemini mi koruyoruz? Neden mühür değil de tek tek adayların aldığı oyları sayıyorsunuz o zaman? Bu yasa yapılırken, herkes de meclisteydi… Kimin buna karşı çıktığını işittiniz, Allah’ınızı severseniz? Parti yönetimlerinin sultası söz konusu olduğunda, öyle bir anlaşırlar ki sizin ruhunuz duymaz! Aha “demokrasi”, işte “temsiliyet”! Kimin “ideoljisi” farklı ki düşünceye oy vereyim? Ekonomiyi falan da daha sonra ele alırız… Mevlâna’nın dediğinden “Ya göründüğün gibi ol; ya olduğun gibi görün” canımı ye… Sarmayın bizi…