?>

Apolitik bir seçime doğru (2)

Bülent Kaan Köse

7 yıl önce

Hiçbir parti yönetimi karma oy istemez! Vur mühürü, kendi sıraladıkları meclise girsin. Çünkü halkın desteği ile güçlü milletvekili, parti yönetimlerinde, partililerden başka kimsenin tanımadığı parti aparatçiklerinin iktidarını bozar!   Demokrasinin en temel ikilemi, "istikrar/temsiliyet" ikilemidir. İstikrarlı hükümet kuramazsan ülkeyi yönetemezsin! Ama istikrar için de temsiliyeti sakatlamamak lâzım!Demokrasinin Beşiği deniliyor ama İngiltere’de yürürlükte olan seçim sistemi dolayısıyla, zaman zaman daha az oy alan partinin daha çok vekil çıkarması mümkündür. Bir seçim bölgesinde on oyla kazanıp, ötekinde bin oyla kaybetmek mümkün olduğundan! Çünkü orada her seçim bölgesinden bir tek milletvekili seçiliyor! Yüzyıllardır, İngiliz’ler bu sistemi değiştirmiyorlar! “Milletvekili’ni halka değil de parti örgütüne gebe bırakacak bir sistem olacağına bu kalsın! Demokrasinin ruhuna bu daha uygun” diyorlar.   Bu bizdeki 200 parti üyesinin yaptığı listeyi, 200 bin seçmene onaylatma esasına dayalı sistem, demokrasi değildir... Çünkü seçilen seçmeni değil, kendisini oraya oturtan birkaç yüz parti üyesini temsil ediyor ve zaten onlara gebe... Sistemi böyle kurmuş parti yönetimlerimiz! Bir tek bunda, hepsi anlaşıyorlar…   Halkın mı vekili bunlar, delegelerinizin mi?  Şimdiye kadar, delegeler ve parti grupları seçerdi. Çarşaf iste önerenler, bu oyun bozulsun diye önerdiler. Ona hayır demeye cesaretleri olmadığından, sinsice "emrettiklerine" karşı gelmeye cüret edeceklere tuzak kuruyorlar... Mühürü vurup, tercihte hata yaparsan, oyun geçerli! Zaten ona bayılırlar! Çünkü parti içindeki gombinalarla ön sıraya koydukları müntesipler girer meclise… Kendi istedikleri olur…  Karma yapar da hata yaparsan, oyun yanıyor… Yani? “Karma yapma, mühürü vur, yürü git… Biz senin adına kimlerin milletvekili olacağına zaten karar verdiydik, onayla…” Beş on kişinin diktatörlüğü devam etsin! Kılıf da ne?   “Kişilere değil,  ideoljilereymiş, oy verilir!” Hadebeee?    Üç  soru:  a) Ticaret Odası mı Marxist Leninst oldu, siz mi Liberal? Nasıl bir ideolojiyi destekleyelim? Hani ideoloji mi bıraktınız? Ne ideolojisi?   b) Liberal olduysanız, Liberalizmin ilk şartı birey'in haklarının her şeyin önünde olması değil mi? Sorun bunu da Brüksel'e bakayım ne diyecekler? C) Yok halâ komünist iseniz, listenizde burjuvazinin örgütünün başkanı ne arar?  d) Ekonomide serbestiyet, politikada otoriterliği savunan düşünce akımının adı nedir biliyor musunuz? Yazayım mı? Hadi hatırınız kalmasın, ona Faşizm diyorlar… Mussolini da kendini sosyalist sanırdı…   Sağ partilerimizin “ideolojik” durumu da bundan beterdir…  Rauf Denktaş öleli, bir yandan “TRNC Forever” diye bağırırlar, öte yandan çözüm görüşmeleri yaparlar! O kadar tutarlı, yani…   İki gündür yazdığım bu halden sonra,  özellikle her partinin nomanklaturasının (parti establishmentlerinin) dağılması lâzım... Bu da hiçbirine itaat etmeyerek olur... Ne seninkine, ne benimkine, ne onunkine... "Önüme koydun bir liste! Neden ben de onu onaylayacakmışım ki? Reddediyorum...Ben kendi listemi sana sunuyorum" demeli halk... Eskiden varsayırdı ki her partinin bir ideolojisi var ve üyeleri, delegeleri v.s. kendilerini en iyi ifade edebilecek mensuplarını halka sunuyor! Şimdi o da bir aidiyet iddiasından ibaret! Düşünceden soyutlandı, sen, ben, bizim oğlan; toplanıp, ahbap, komşu, baria, gomma adaylar çıkarılıyor! Güzel... Bu da bir hak…    Ama  ben da beğendiğime oy veririm, beğenmediğime vermem... Çünkü ortaya onaylamam gereken bir ideoloji de sunmuyorsun! Politik bütünlük de! (İdeolojiyi düşünce bütünlüğü anlamında ele alın lütfen, izm diye değil) Neyi onaylayayım? Artık mühür istemeye hakları yok, hiçbirinin! Çünkü listeleri düşünsel bakımdan tutarlılık arama ya da bir düşünceyi temsil etme kapasitesinde değil!    “Rumlarla ortak bir devlet kuralım, ayıp olmasın” ya da “ Kurmayalım, elli yıl daha zarıncayalım” demekle, ne saücı, milliyetçi olunuyor; ne de solcu, devrimci… Onu herkes söyler… Nerden belli sol; ya da sağ olduğun? Hani ekonomik program, kültürel proje, sosyal dayanıma politikaların ne?    Ben kendi hesabıma, her partiden politik duruşu olan ve fikir beyan etmiş olan adaylara oy vereceğim... Parti önemli değil! Karma...  “Ha derseniz ki bu iş çok karışık, bizim oy yanmasın!” Onun da usulü var! Canlarını yaka yaka verirsin karmayı da yakamazlar da… Beni takip etmeye devam edin… Yazarız onu da alenen… Tuzak kurma özgürlüğü bunlara ait bir hak değil! Kemal Tahir usta Devlet Ana’da der ki “ Tuzak kurulduğu biliniyorsa, asıl tuzakta olan, tuzağı kuranın kendisidir.”…
YAZARIN DİĞER YAZILARI