Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü DEAŞ mensubu 22 şüpheli hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "tasarlayarak adam öldürme", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme", "silahlı terör örgütüne üye olma" gibi suçlardan hazırlanan soruşturma dosyasında, örgütün 2012’de Irak ve Suriye’deki otorite boşluğu ve iç karışıklıklardan yararlanarak terör örgütü El Kaide’nin bir uzantısı olarak ortaya çıkmaya başladığı belirtildi. Terör örgütü DEAŞ’ın Ankara’daki gar, Gaziantep’teki emniyet müdürlüğü ve sokak düğününe yönelik terör saldırılarını gerçekleştirdiği hatırlatılan dosyada, 16 Ekim’de etkisiz hale getirilen Mehmet Kadir Cabael’in örgütün il genelindeki faaliyetlerini planlayan, lojistik destek sağlayan ve canlı bomba hücrelerinin sorumlusu olduğu ayrıca sadece Gaziantep değil, ülke genelindeki eylemler için de malzeme temini ve yönlendirme yaptığı hatırlatıldı. "O ZAMAN SANA BİR KARDEŞ GÖNDEREYİM" Dosyada, Gaziantep’te yakalanacağını anlayınca üzerindeki bombayı patlatan ve 3 polisin şehit olmasına neden olan terör örgütü DEAŞ mensubunun, Gaziantep Alevi Kültür Derneğinin aşure etkinliğini hedef aldığına değinildi. Tutuklulardan Abdurrahman el-Najjar’ın, Suriye uyruklu "Ebu Yusuf" kod adlı Muhammed Şerif ile buluşarak örgütün, Gaziantep’teki Alevi Kültür Derneğinde bir ay boyunca keşif yapması talimatını ilettiğine işaret edilen soruşturma dosyasında, aşure günü çevrede yoğun güvenlik önlemi alınması üzerine Rakka’da bulunan "Abdurrahman" kod adlı kişiye telefonla ulaşarak, mevcut koşullar nedeniyle eylemin yüzde 80 başarısız olacağını aktardığı belirtildi. Bunun üzerine "Abdurrahman" kod adlı teröristin, "O zaman sana bir kardeş daha göndereyim. O, kalaşnikof ile polisleri taradığı sırada, Muhammed Şerif kargaşadan yararlanıp derneğe girerek eylemi gerçekleştirir, sen de gözcülük yaparsın." sözleri aktarıldı. Dosyada ayrıca şu bilgiler yer aldı: "Şerif’in, el-Najjar ve kimliği henüz tespit edilemeyen başka biriyle 15 Ekim’de evlerinin yakınındaki parkta buluşması güvenlik kamerasına yansıdı. Bir gün sonra Najjar, siyah çantayla Şerif’in evine girdi ve 5 dakika sonra çantasız ayrıldı. Bunun üzerine polis ekipleri harekete geçerek şüpheliyi yakaladı ancak zanlı poşeti nereye bıraktığını söylemedi. Eylem yapılacağı istihbaratı dikkate alınarak operasyon kararı verildi. Şerif, evine girildiği sırada üzerindeki bombayı patlattı. 3 polis şehit oldu, 9 polis ve Suriye uyruklu 4 kişi yaralandı. El-Najjar’ın evinde yapılan aramada, 2 kilogram TNT patlayıcı, 2 kilogram demir parçaları ve bomba düzeneği ele geçirildi." CABAEL’İN EŞİNİN İFADELERİ DOSYADA Aynı gün operasyonda etkisiz hale getirilen Mehmet Kadir Cabael’in eşi Fadile’nin de ifadeleri dosyaya eklendi. Tutuklular arasında bulunan 2 çocuk annesi Fadile Cabael, eşinin eve gelen kişilerin kendisini görmesine izin vermediğini, ayrı bir odada yaşadığını ancak 20 Ağustos’ta sokak düğününe yönelik saldırıyı gerçekleştiren 20-22 yaşlarında bir kişinin evlerine getirildiğini, bu kişinin açık kimliğini bilmediğini ifade etti. Fadile Cabael’in parmak izinin, 11 Ağustos’ta kent merkezinde bir adrese düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve İçişleri Bakanlığının aranan teröristler listesinde "turuncu" kategoride bulunan Abdulmubtalip Demir ile "gri" kategoride yer alan ve örgütün "kimyacısı, bombacısı" olarak bilinen Talha Güneş’in yakalandığı evde yapılan incelemelerde alınan parmak iziyle eşleştiği tespit edildi. Gaziantep’te 16 Ekim’de Şehitkamil ilçesinde polisin düzenlediği operasyonda "canlı bomba" kendisini patlatmış, 3 polis memuru şehit olmuş, 9 polis memuru ve 4 Suriyeli yaralanmıştı. Patlamanın ardından Şahinbey ilçesinde bir apartmana düzenlenen operasyonda ise örgütün "canlı bomba" hücrelerini yöneten Mehmet Kadir Cabael etkisiz hale getirilmişti. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 41 kişiden 24’ü tutuklanmıştı.

HABERİ SİTEDEN OKU...