Tahran
İlk defa Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in 2016'daki Tahran ziyaretinde gündeme gelen ve 25 yılı içeren stratejik anlaşma 27 Mart'ta İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi tarafından imzalandı ancak içeriğiyle ilgili bilgi paylaşılmadı.
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılan bilgilendirme metninde anlaşmanın "ekonomi, güvenlik, teknoloji ve enerji" başta olmak üzere birçok alanı kapsadığı belirtildi. İran ile Çin'in petrol üretimi, taşımacılık, demiryolu, karayolu ve liman altyapı geliştirme çalışmaları, bankacılık ve bilgi teknolojileri alanında iş birliği yapması öngörülüyor.
İran Dışişleri Bakanı Zarif, Çin kabul etmediği için anlaşma metninin kamuoyu ile paylaşılmadığını savunsa da İranlı sanatçılar, siyasetçiler ve halk anlaşmaya tepkili.
AA Tahran ekibi olarak başkentin en hareketli ve önemli noktalarından biri olan Tahran Üniversitesi'nin önünde, "Bu anlaşma ile ilgili ne düşünüyorsunuz?", "İran ile Çin arasında imzalanan anlaşma İran'ın çıkarına mıdır?", "Bu anlaşmanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?" gibi sorular yönelttik.
Aldığımız yanıtlar şöyle:
"Anlaşmanın içeriği açıklanmalıdır"
Samire Guderzi: "Anlaşmanın içeriğiyle ilgili tam olarak bilgim yok. Her İranlının bu konuyla ilgili bilgi almaya hakkı vardır. Bir Çinli neden gelip ülkemizin bir bölümünde yaşamak ister? Anlaşmanın içeriği açıklanmalıdır. Bu anlaşmada ne verdiğimiz ve ne aldığımız belirtilmelidir. Bunu öğrenmek hakkımızdır. Çin'in kendi kanunları var bizim de kendi kanunlarımız olmalıdır. İran halkına saygı duyduğunu söylemelidir. Her alanda arkanızda duran halk yerine neden Çin'in sözlerine kulak veriyorsunuz? Yanlış anlaşılmaları engellemek için neden halkın güvenini kazanmıyorsunuz? İki ülkenin yetkilileri bir anlaşma imzaladığında iki tarafın da çıkarına olacak noktalar bulunur. Önemli olan uzlaşı sağlanan hususların halkın çıkarına olması ve halkın ekonomik yaşamını olumlu yönde değiştirmesidir."
Çin ile iş birliğine güveniyor musunuz?
Guderzi: "Hayır. Bir devlet imzaladığı bir anlaşmanın içeriğinin kimse tarafından öğrenilmesini istemiyorsa burada bir hile vardır. Hiçbir konuda halkın görüşlerine önem verilmiyor."
"Ben de birçok İranlı gibi bu anlaşmanın hangi temellere dayandığını bilmiyorum"
Çin ile İran arasındaki anlaşma konusunda ne düşünüyorsunuz?
İsmini vermek istemeyen Tahranlı genç: "Bu ülkede küçük ya da büyük hiçbir konuda halkın görüşlerine önem verilmiyor. Sosyal medyada İran halkının ne düşündüğü anlaşılabilir. Halkın ve devletin ne istediği bellidir. Devlet, kendi bildiğini okuyor ve halkın görüşlerine hiç yer vermiyor ve bu onun için önemli de değil. Kendi sistemi içinde bazı faaliyetlerde bulunuyor. Ben de birçok İranlı gibi bu anlaşmanın hangi temellere dayandığını bilmiyorum. Hangi süreçleri dikkate aldıklarıyla ilgili bilgi sahibi değilim."
Anlaşmanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Tahranlı genç: "Çin'in Kamboçya ile yaptığı ve sosyal medyada yayınlanan anlaşmaya bakıldığında bu anlaşmanın arkasında iyi gelişmelerin olmadığını söylemek mümkün. Halkımız yaptıkları seçimlerde ve itirazlarda hiçbir etkinin olmadığını görüyor. Devlet yetkilileri istedikleri adımları atıyor. Ne Doğu ne de Batı ülkelerine olumlu bakıyorum. Ülkemizde halkın menfaatlerine önem verilmiyor. Halkımız devletlerini düşünüyor fakat devlet halkı düşünmüyor. Çin için yaptırım altında olan İran'dan daha iyi bir ülke olamaz. Hem yaptırım altında hem de kaynakları zengin. Çin başka ülkelerle yaptığı anlaşmalarda nasıl bir tavra sahip olduğunu göstermiştir."
"Bu anlaşmanın geleceğini iyi görmüyorum"
Adını vermek istemeyen İranlı kadın: "Bu anlaşmaya bakışım olumsuzdur. İran, Çin yoluyla elde edeceği kazanımlara kendi çabasıyla ulaşsaydı çok daha değerli olurdu. Neden başka bir ülkeye dayanarak yapıyor bunu?"
Çin ile anlaşmayı İran'ın yararına görüyor musunuz?
Cevap: "Ne diyeceğimi bilmiyorum. Buna cevap veremem. Çin ile anlaşmanın İran çıkarına olacağını düşünmüyorum. Bu anlaşmanın geleceğini iyi görmüyorum. Çin ile yapılan anlaşma... Bilmiyorum."
Çin'e güvenmiyor musunuz?
"Çin'den ziyade kendi yetkililerimize güvenim yok. Duyduğum kadarıyla Basra Körfezi'nin suyunun yarısını sattılar."
"Bu anlaşma sömürgecilik anlaşmasına dönüşmemelidir"
Yargı çalışanı Muhsin İbrahimi: "Dünya ile irtibat kesilmemeli ancak anlaşmanın nihai şekli ortaya çıkmalı, sayılar ve kapsam netleşmelidir. Bu durumda tam olarak görüş belirtmek mümkün olacaktır. Anlaşmayı destekliyorum. Henüz hiçbir şey netleşmemişken yargıda bulunamayız ancak anlaşmanın geleceğini olumlu görüyorum. Bu anlaşma sömürgecilik anlaşmasına dönüşmemelidir. Kimse fikirlerini birbirine dayatmamalıdır. Bizi kandırmamaları için kendimize güvenmeliyiz. Herkes kendi milli menfaatlerini düşünüyor, biz de öyle yapmalıyız. Batılı ülkeler bu anlaşmadan sonra kendileriyle neden görüşülmediğini belirtiyor. Denenmişi bir daha tecrübe etmemeliyiz."
"Anlaşmanın iyi olduğunu düşünüyorum"
Memur Yasin Salihi: "Anlaşmanın iyi olduğunu düşünüyorum. Bunun sayesinde Batılı ülkeler yaptırımlar konusunda bazı adımlar attı. Çin dünyada büyük bir ekonomik güç. Böyle bir anlaşma ülkeler için aynı zamanda gücün de göstergesidir. Eğer tüm alanlarda olursa ülkemiz için faydalı olabilir. Viyana'daki görüşmeler de bu anlaşmanın bir sonucu olarak görülebilir. İran Çin ile anlaşma yapmaya mecbur kaldı."
"Bu anlaşma kesinlikle bizim çıkarımızadır"
Banka çalışanı Muhammed Penah: "Bu anlaşma kesinlikle bizim çıkarımızadır. Çünkü hem Çin bize ihtiyaç duyuyor hem biz Çin'e duyuyoruz. Çin ile ABD arasında ekonomik rekabet var. ABD bu nedenle Japonya, Güney Kore, Filipinler ve Tayvan ile güney denizinden Çin'i abluka altına alıyor. Çin ise İpek Yolu üzerinden Batı ile ticari bir yol açmak istiyor. İran da bu güzergahta yer alıyor. Çin Akdeniz'e ulaşmak isterse İran'ın kendisi ve Afganistan ile Suriye'deki destekçileri bu güzergahın güvenliğini temin edebilir. Deniz güzergahı Çin için tehlikelidir. İran da Çin'e ihtiyaç duyuyor. Çünkü ABD yaptırımları altında ve yabancı yatırıma muhtaç. Ne yazık ki; Batılı ülkeler bu noktada iyi bir icraatta bulunmadı. İran Çin ile anlaşma yapmaya mecbur kaldı. Çin'in Kiş ya da Keşm adalarını alacağı yönündeki iddialar doğru değil."