Duymadıysanız da bu haberi okuduktan sonra; kapısını açık bırakmayıp, tamamen kapattığınız konularda, durumu “Suyu Pancarlı’dan kestim.” diyerek tarif edebilirsiniz. Bu deyim, zamanında Gaziantep’in şehir suyu kaynağının Pancarlı Mevkii olması nedeniyle, kökünden kesilen meselelerde anlatım şekli olmuştur. Pancarlı suyu hakkında konuşulurken de Kadı Abdullah Mahir Efendi’den mutlaka bahsedilir. Tramvay durağı vardır ya hani “Kadı Değirmeni” diye, işte orada da Kadı Mahir Efendi’nin değirmeni bulunmaktadır. Günümüze ulaşamamıştır ancak yerine temsili bir değirmen yapılmıştır.  KADI MAHİR EFENDİ KİMDİR? Araştırmacı-Yazar Asım Mıhcıoğlu, Kadı Mahir Efendi’nin Gaziantep’e yaptığı büyük hizmeti, “Kadı Mahir Efendi, Antep’in Kaymakamıdır aynı zamanda da kadıdır; şehrin sözünü söyleyen, imarını yaptıran adamdır.  Alleben’in komple arığına, kanalına pislik, ot filan dolmuş; uzun süre bakımsız kalmış. Kadı Mahir Efendi, 1710 senesinde Pancarlı’dan başlayarak; Tabakhane’nin alt tarafına kadar komple temizlemiş, suyun yolunu açmış.  Ondan sonra da birkaç tane çeşme yapmış. Bunun birisi: Buğday Arasası’nın önündeki Kadı Mahir Çeşmesi’dir asıl adı. Bizde çeşmenin öbür adı ‘kastel’dir. Biz bu Mahir’i unutmuşuz, çok marifetli bir adamı, oraya ‘Kadı Kasteli’ demişiz.” sözleriyle anlatır.  ANTEP’TEN KERBELA’YA SELAM VAR Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, Kadı Mahir Efendi’nin aynı zamanda şair olduğunu ve Kadı Mahir Kasteli’ne tarih düştüğünü söyler: “Tabi bu kitabe günümüzde var olmadığı için biz sadece Antepli divan şairlerinin divanlarından bulduk bunu. ‘Su yolu’ diye bahsettiğimiz, Pancarlı’dan getirilen su yoluna kendisi tarih düşmüştür.  Yine Kadı Mahir Efendi’nin oraya yazdığı başka bir tarih var, son beytini paylaşayım sizinle:  ‘Kerbelâ aşkına târîhin didüm  Ayn-ı Sâcûr akdı şehre müjde mâ’  Biliyorsunuz Hz. Hüseyin Efendi’mizin şehit olduğu yerdir Kerbela. Susuzluktan dolayı şehit olmuştur. Daha doğrusu şehit olmuş, bir yudum su bile vermemişlerdir. Onun aşkına tarihini söylediğini söylüyor. Ve ‘Sacır suyu bu şehre aktı, müjdeler olsun’ diyerekten kendisinin getirmiş olduğu o Sacır suyuna düşmüş olduğu tarihi de görüyoruz. Bu, 1710 tarihine denk geliyor.” Pancarlı’dan gelen suya “Sacır suyu” da denilmektedir.  Haber: Başak AKAY  

HABERİ SİTEDEN OKU...