Programın Büyük Çamlıca Camisi 1071 Konferans Salonu'nda düzenlenen açılış töreni, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Açılışta konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, önemli bir çalışmanın yeni bir arifesinde olunduğunu, kendini ispat eden, gençlere önemli katkılar sağlayan projenin yenilendiğini dile getirdi.
Çocuk ve gençlerin yetişmesinde sadece bir öğretmenin sorumluluğunun yeterli olmadığını, birbiriyle ilişkili, birbirini destekleyen, sahip çıkan, imece içinde yaşayan, birbirinden kendini sorumlu hisseden bir çevre gerektiğini anlatan Yazıcı, sadece bir aile ya da okulla sınırlı tutmanın gençliğin gelişimini dar manada değerlendirmek olduğunu söyledi.
Yazıcı, bu nedenle bu tür organizasyonların, özellikle birbirinden kendini sorumlu hisseden, birbirini kendine emanet gören, yetişmesinde, gelişmesinde sorumluluk hisseden bu tür önemli sivil toplum kuruluşlarının varlığının çok kıymetli olduğunu ifade etti.
Yetişmedeki sorumluluk ve gelişmedeki tutarlılık açısından kıymetli olan bu tür çalışmaların, okulda da doğal liderlerin varlığıyla çok ilişkili olduğundan bahseden Yazıcı, "Aslında öğrencilerimiz, gençlerimiz hep birbirinden örnek alırlar. Hatta ailede yakınırız da bazen, 'Sanki çocuğum benim sözümden daha ziyade arkadaşının düşüncelerine önem veriyor.' deriz. Halbuki öyle değildir. O onun birlikte özdeşim kurması, olumlu davranışlarını örnek almaya çalışması, onun kendi arkadaşları içerisindeki kabul alanındaki olumluluğu gördükçe aslında kendisini de bu bağlamda geliştirme çabasının bir ürünüdür çoğu kez. Bu nedenle okuldaki doğal liderlerden de biz eğitimciler çoklukla istifade edip birlikte okulda istenen davranışları büyütmek, istenmeyen davranışları söndürmek ve bir istikamet vermek için iş birliği yapmamız gerekir. Bu sadece okuldaki öğretmen grubunun değil aslında öğrencilerin de bunun içerisindeki varlığını çok önemli kılar." diye konuştu.
Levent Yazıcı, önderlik denildiğinde, insan hayatıyla ülkelerin hayatlarının çok kesiştiğini düşündüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"İnsanın kendisini doğru tanıyıp, kendisinin gelişimini ve kariyerini planlaması, yani kendisine liderlik yapması gerekir. Kendisine bir yol ararken, bu yolu doğru kurgularken mutlaka yine bir liderliğe ihtiyaç duyulur. Çünkü insan hayatı gerçekten varlığının sorgusuyla beraber kendi gelişimini, varlık nedenini ve içinde yaşadığı aile, toplum ve ülkeyle birlikte kendisini bütünleştirdiğinde bir anlam kazanır. Bazen rastlaşırız. Kimimiz kendimizle sınırlı bir gelecek düşünürken değerler eğitiminden geçmiş, bir yol bulmuş gerek çevremizdeki arkadaşlarımız bazen bizim öncü olarak gördüğümüz insanımız, hep ülkenin geleceğinden, inancımızın geleceğinden, büyük ülkemizin geleceğinden, hatta insanlıktan dem vururuz. Ve oradaki hedefler üzerinde konuşuruz. Yaşamı kendimizle sınırlı görmeyiz. Bu bağlamda, ben bu tür bir önder hareketinin hem gençliğimize kendi istikametinin, gelecek kariyer planlamasını yapabilme fırsatı verirken aynı zamanda ülkesinin değerleriyle yoğrulmuş, ülkesinin geleceği için dertlenen, ülkesi için neler yapabileceği konusunda kafa yoran, emek veren, çalışan gençlerimizin yetişmesinde de çok önemli bir katkı olarak görüyorum. O yüzden buradaki çalışmaları özellikle bir öğretmen olarak da sonuna kadar destekliyorum. Mevcut olan, birbirimize örnek olan, önder olan, birbirimizden öğreneceğimize inanan bir grup olarak, bu çalışmada yer alınması gerektiğini düşünüyorum."
- "GENÇLERİMİZ YARINLARA ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YETİŞECEK"
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Abdullah Ceylan, imam hatibi, dört duvar arasına sıkıştırılmış, belli bir müfredatın takip edildiği, sadece belli derslerin işlendiği bir okul olarak değerlendirmediklerini ifade etti.
İmam hatibi, 70 yıllık büyük bir müktesebatı beraberinde taşıyan, milyonları içerisinde barındıran, Türkiye'nin en büyük, en köklü ve en asil ailesi olarak nitelendirdiklerini anlatan Ceylan, imam hatipli olmayı ise "bir ailenin mensubu olmak, sadece bir diploma sahibi olmak değil bir kimlik sahibi olmak, bu kimliği sadece taşıyan değil, yaşayan bireyler olmak." şeklinde tanımladı.
İmam hatipli olarak sadece bir okul değil, bir ailenin mensubu olduklarını vurgulayan Ceylan, gençlere seslenerek, "Bugün sizlerle birlikte Türkiye'nin Önderleri projesinde sizlere liderlik yapacak, ömürlerinin en güzel dönemlerinde, üniversite hayatında özgürce, rahatça, keyif içerisinde üniversite ortamında okuyacak vakti olan ağabey ve ablalarınız bugün imam hatip sıralarında sizlerin yanında. Siz de inşallah bu okullardan mezun olduktan sonra okullara geri dönecek, bugün bir parçası olduğunuz projenin iki gün sonra yöneticisi, üç gün sonra mimarları ve daha genişleten yöneticileri olacaksınız. Biz buna inanıyoruz ve onun için bugün aslında bu çalışmayı yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.
Abdullah Ceylan, bir proje ortaya çıktığında, içeriğinin kaliteli olduğuna kanaat getirilse dahi ailelerin yine de bir tedirginlik yaşadığını, "Çocuğumuzu nereye gönderiyoruz? Kimlere emanet edeceğiz?" diye düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti:
"63 yıl önce Türkiye'nin ilk imam hatip okulunun, ilk mezun derneği olarak kurulan ve bugün Türkiye'deki 450 mezun derneği, 150 temsilcilikle Anadolu'nun dört bir yanını kuşatan ve bütün imam hatip ailesine ağabeylik yapan, kucak açan büyük bir kurumun içerisinde bu çalışmaları yürütüyoruz. Hiçbir cemaatle hiçbir kurumla herhangi bir uç akıma sapmadan, vasat bir şekilde istikamet üzerine yürüyen, 63 yıldır çift kanatlı nesiller yetiştirmek için gayret sarf eden imam hatip ailesinin en büyük hamilerinden ÖNDER ailesiyiz. Bunun için velilerimizin gönül rahatlığıyla çocuklarını, ağabeylerimize ve ablalarımıza teslim edeceklerini ifade etmek istiyorum. Bir tedirginlik yaşamayın. Evlatlarınız emin ellerde, güvenli ve temiz ağabeylerin ve ablaların elinde. Başarılı bir neslin, ileriye dönük hayalleri olan, geniş ufukları olan güzel insanların elinde gençlerimiz yarınlara çok daha güçlü bir şekilde yetişecek ve bu ülkenin, ümmetin ümidi olarak güzel işlere imza atacaklar."
Açılış programında, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Gençlik Başkanı Resul Çiftci, öğrenciler ve velileri yer aldı.
- TÜRKİYE’NİN ÖNDERLERİ PROGRAMI
Türkiye’nin geleceğine yön verecek önder şahsiyetler yetiştirmek amacıyla gerçekleştirilen program, bu yıl 23 ilden 3 bin 500 kişiyle devam edecek.
Gençlere lise eğitiminin dışında hayata, topluma, tarihe, kültüre ve dünyaya dair donanımlar kazandırmak üzere hayata geçirilen program 3 yıllık bir eğitimi içeriyor.
Her ay bir kitap ve makale okuma, bir film ve belgesel izleme, bir geziye katılma üzerine devam eden programda zaman zaman ortak etkinlikler düzenleniyor. Ay sonu değerlendirmelerin yapıldığı programda 10 kişilik gruplara bir grup lideri eşlik ediyor. Yıl sonunda ise programda başarı gösteren gençler bir üst seviyeye geçiyor. Program ile gençlerin farklı alanlarda bilgi ve tecrübe kazanmaları, nitelikli, kalıcı, değer odaklı eğitim almaları, yeniliklere ve değişime açık olmaları hedefleniyor.
Programda kendisi olan, yeteneklerini bilen, zayıf yönlerinin farkına varan ve güçlü yanlarını besleyen, okuyan ama aynı zamanda gezen, dünyayı tanımaya çalışan gençlerin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Bunu yaparken muhabbet, kardeşlik ve birlikte yol yürüme duygusunun da gençlere aşılanması isteniyor.
KAYNAK : AA