Kuala Lumpur
Myanmar'da 1 Şubat darbesinden günler sonra başlayan ve 6 Şubat'tan itibaren pek çok kente yayılan protestolara güvenlik güçleri, gerçek mermilerle karşılık veriyor.
ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin yaptırımları ile çok sayıda ülkeden gelen tepkilere rağmen Myanmar ordusu ölümcül şiddetten geri adım atmıyor.
Özellikle son 2 haftadır asker ve polisin göstericilere şiddeti yoğunlaştı.
28 Şubat'ta bir günde 18 kişi yaşamını yitirdi
Protestolarda ilk can kaybı, başkent Nepido'da 9 Şubat'taki protestolarda başına plastik mermi isabet eden 20 yaşındaki Mya Thwe Thwe Khaing'in 19 Şubat'ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmesiyle kayıtlara geçti.
Gösterilerin kalabalıklaşması üzerine 15 Şubat'tan itibaren askerin sokaklara inmesi ise can kayıplarını daha da artırdı. 20 Şubat'ta Mandalay'daki protestolarda güvenlik güçleri ilk defa gerçek mermi kullanırken, 2 protestocu vurularak öldürüldü.
Güvenlik güçlerinin protestolara silahlı müdahaleleri sonucu 18 kişinin yaşamını yitirdiği 28 Şubat, darbeden bu yana yaşanan en kanlı günlerden biri olarak kayıtlara geçti.
Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke, güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara orantısız güç kullanımını kınadı.
En kanlı gün 14 Mart
Ülkede 3 Mart'taki protestolara güvenlik güçlerinin müdahalesi ise 28 Şubat'takinden daha kanlı oldu.
Yerel basındaki haberlere göre Yangon, Mandalay, Monywa ve Myingyan bölgelerinde on binlerce kişinin düzenlediği darbe karşıtı gösterilere polis ve askerin silahlı müdahalesiyle bir günde en az 25 kişi yaşamını yitirdi.
Olaylı protestoların ardından açıklama yapan BM'nin Myanmar Özel Temsilcisi Christine Schraner Burgener, cuntaya karşı uluslararası camianın müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası tepkilere rağmen Myanmar'da asker ve polisin can kayıplarına neden olan müdahaleleri devam etti.
5 Mart'ta güvenlik güçlerinin silahlı müdahalesi sonucu 5 protestocu yaşamını yitirirken 11 Mart'ta 13, 13 Mart'ta 18 protestocu hayatını kaybetti.
Dünkü protestolarda ise en az 38 kişi yaşamını yitirirken 14 Mart, darbeden bu yana en kanlı gün olarak kayıtlara geçti.
Güvenlik güçlerinin yanı sıra cunta yanlısı sivillerin protestoculara bıçaklı saldırıları da can kayıplarına neden oldu.
Myanmarlı insan hakları grupları, 5 Mart'ta yaşamını yitiren protestocuların 2'sinin, cunta yanlılarının bıçaklı saldırısı sonucu öldüğünü açıkladı.
Gözaltında 3 kişi öldü
Bazı darbe karşıtları ise gözaltı sırasında darp ve işkenceye maruz kalarak yaşamını yitirdi.
Eski iktidar partisi Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) Müslüman üyeleri Khin Maung Latt ve Shein Win, 8 Mart'ta gözaltında tutuldukları yerde hayatını kaybetti.
Askeri yönetim NLD üyelerinin ölümüne dair açıklama yapmazken AA muhabirine konuşan aile üyeleri, Latt ve Win'in vücudunda işkence izlerine rastladıklarını belirtti.
Gözaltında tutulan bir diğer NLD üyesi Zaw Myat Lin de 9 Mart'ta gözaltında hayatını kaybetti.
Toplam can kaybı net olarak bilinmiyor
Darbeden sonra internet erişiminin yasaklandığı ve bağımsız medya kuruluşlarının lisansının iptal edildiği Myanmar'da şimdiye kadar cuntanın kaç kişiyi öldürdüğüne dair kesin veriler bulunmuyor.
Protestoları yakından takip eden Myanmar Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşu (AAPP), şimdiye kadar en az 120 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtirken Burma İnsan Hakları Ağı (BHRN), tanıkların doğruladığı toplam can kaybının 100'ü geçtiğini ifade ediyor.
Myanmar için Adalet kuruluşunun verilerinde de protestolardaki ölü sayısının en az 100 olduğu tahmin ediliyor.
Yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğunu, protestolara öncülük eden üniversite öğrencileri ve gençler oluşturuyor. Hak gruplarının can kayıpları listelerinde, 18-25 yaş grubunda yaklaşık 40 isim yer alıyor.