Tunceli
Tunceli'nin Munzur ve Mercan dağları arasında kurulu 1500 rakımlı Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözeleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamalarında kontrollü normalleşmeye geçilmesiyle yeniden ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünce, 2001 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen Munzur Gözeleri, her mevsim doğal güzelliğiyle ziyaretçilerini cezbediyor.
Kent merkezine 80, ilçe merkezine ise 17 kilometre uzaklıktaki Ziyaret köyünde yer alan Munzur Gözeleri, sahip olduğu doğal ve kültürel güzellikleriyle bölgedeki gözde turizm alanlarının başında geliyor.
Yılın her döneminde binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası olan Munzur Gözeleri, Kovid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesinin ardından yeniden çevre il ve ilçelerden çok sayıda fotoğraf ve doğa tutkununu ağırlıyor.
Bölgedeki doğal güzellikler doyumsuz manzaralar sunuyor
Hafta içlerinde günübirlik gezilerle bölgeye gelen ziyaretçiler, Munzur Gözeleri'ndeki irili ufaklı şelaleler, göletler ve çevresinde açan rengarenk çiçekler arasında gezinti yaparak doyasıya vakit geçiriyor.
Bazı ziyaretçiler de Munzur Gözeleri'nin hemen yanı başındaki dağlarda kamp kurarak, şehir stresinden uzakta doğayla iç içe birkaç günlük tatil yapmanın keyfini yaşıyor.
El değmemiş yemyeşil doğası ve bitki çeşitliliğiyle öne çıkan Munzur Gözeleri, yaban hayatı, zengin florası ve endemik türleriyle öne çıkan Munzur Vadisi Milli Parkı'na hayat veriyor.
Yaz aylarında buz gibi suları ve serinliğiyle ziyaretçilerine ferah bir ortam sunan Munzur Gözeleri'nin, efsaneye göre "Munzur" isimli çobanın elinde tuttuğu sütün yere dökülmesiyle ortaya çıktığına inanıldığı için yöre halkı tarafından kutsal kabul ediliyor.
"Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor"
Ziyaretçilerden Özlem Özbey, AA muhabirine, İstanbul'da yaşadığını ve 8 yıl önce de Tunceli'ye gelerek tatil yaptığını söyledi.
Munzur Gözeleri'nin doğal güzelliğine hayran kaldığını ifade eden Özbey, "Bu güzelliği herkesin görmesini isterim. Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor. Her bir taraftan suyun çıkması inanılmaz güzel. Yalnız sanki daha da güzelleştirilebilir ve turizme tanıtılabilir. Çokta bilen yok ancak buralı olanlar biliyor." dedi.
Özbey, kentin inanılmaz güzelliklere ev sahipliği yaptığını ve harika manzarasının olduğunu dile getirerek, Munzur Gözeleri'nde akan suyun tadının mükemmel olduğunu, içmeye doyamadığını belirtti.
Kovid-19 salgını sebebiyle yaklaşık 2 yıldır dört duvar arasında zaman geçirdiğini aktaran Özbey, şöyle konuştu:
"İstanbul gibi bir yerde yasak olmasa da sokağa salgın korkusundan çıkamıyoruz. Ama burası inanılmaz güzel ve hiçbir konuda sıkıntı yok. Kalabalık olmayan ortamlarda maske takmadan gezilebiliyor. Ayağını buz gibi suya sokmak, elini dayayıp o dağdan akan suyu kana kana içmek çok hoş. Her yerde kekik ve ismini bilemediğim otların kokusunu almak inanılmaz iyi geldi, ciddi bir detoks insanlar için."
Şahin Öztoprak da Ovacık'ın havası, toprağı ve insanıyla çok güzel bir ilçe olduğunu aktardı.
Öztoprak, dünyada Munzur Gözeleri'ne benzer başka bir alanın olmadığını belirterek, "Burayı görmek için Elazığ'dan geldik ve gayet güzel bir yer. Herkesin burayı gezmesini ve görmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Tunceli'nin tanıtımında Munzur Gözeleri'nin önemli bir yeri var"
Yöre sakinlerinden Hıdır Gündoğdu da Munzur Gözeleri'nin görülmeye değer bir mekan olduğunu ve su sesinin insana huzur verdiğini anlattı.
Tunceli'nin tanıtımında Munzur Gözeleri'nin önemli bir yeri olduğunu anlatan Gündoğdu, şunları kaydetti:
"Bazı şeyler vardır ki anlatılmaz yaşanır ve herkesin de gelip bu güzelliği yaşamasını istiyorum. Umarım bu güzellik sonsuza kadar devam eder ve Tunceli için turistik bir tanıtım vesilesi olur. Munzur çayının kaynağı burası. Tabii uzadıkça farklı dere ve akarsulardan besleniyor. Ama buranın asıl kaynağı Munzur Dağları'nda hiç bitmeyen karlar. Orada eriyen karların suları yolunu burada bulmuş ve bu su o karlar erimeye devam ettikçe akışını sürdürüyor."