Ad Dawhah
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırıları değerlendiren Filistinli yazar Şakir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in son saldırılarının, zafer ve hezimet kriterlerine göre öncekilerden farklı olduğunu ifade etti.
"Filistinli direnişçiler son saldırılarda İsrail-Filistin çatışmasını yeni bir boyuta taşıdı." diyen Şakir, direnişçilerin İsrail'e karşı yeni kriter dayattığını, saldırılarla İsrail karşısında çeşitli kazanımlar elde ettiklerinin altını çizdi.
Bunlardan en önemlisinin Filistinli grupların, İsrail'in saldırılarına karşı Kudüs'e de füzeler atarak, İsrail'i ateşkese zorlamak olduğunu belirten Şakir, ayrıca bu sefer diğerlerinden farklı olarak Kudüs ve diğer Filistin topraklarının da olaya dahliyle Filistin halkının birlik olunması yolunda adımlar atıldığını vurguladı.
"Son saldırılarda direnişçilerin en önemli kazanımı, Filistin mücadelesini tüm Filistin topraklarında birleştirmek oldu." tespitini yapan Şakir, daha önceki İsrail-Gazze çatışmalarında Kudüs'ün olayın bir parçası olmadığına, ancak son yaşananlarda Kudüs'ün de ortak olmasıyla Filistin mücadelesinde birlik için önemli bir fark yaratıldığını dile getirdi.
Bu kapsamda 1948 sınırlarındaki tarihi Filistin topraklarının da olaya müdahil olduğunu ekleyen Şakir, "Kudüs'le olan bağlantısı nedeniyle Gazze'deki çatışmaların kıvılcımları 1948 topraklarına (İsrail'deki Arap beldeleri) da sıçradı. Buralardaki Filistinliler, İsrail'e entegre oldukları ve ona boyun eğdikleri yönünde dünya ülkelerinde oluşan kanaati yok ederek, ulusal kimliklerinin hala var ve güçlü olduğunu tüm dünyaya gösterdi." dedi.
"Ateşkes görüşmelerinde Filistinlilerin taleplerine de ışık tutuldu"
Filistinliler için önemli bir başka kazanımın ise siyasi boyutlarıyla ön plana çıkmak olduğunu söyleyen Şakir, "Bu sefer ateşkes görüşmelerinde Filistinlilerin hakları ve siyasi taleplerine de ışık tutuldu. Filistinlilerin, Kudüs ve tarihi Filistin toprakları üzerindeki ayrıca iki devletli çözümle alakalı talepleri de göz önünde bulunduruldu." diye konuştu.
Şakir, "Son çatışma Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetiminin ve büyük ülkelerin barış süreci ve bu sürece geri dönülmesi konusuna dikkatini çekti. Ayrıca eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin meselesini tasfiye etme ve uluslararası literatürden kaldırma çabalarının da başarısızlığa uğradığını ortaya koydu." ifadelerini kullandı.
"ABD, Hamas'la iletişime geçmek durumunda kaldı"
Filistinli grupların özellikle de Hamas'ın ateşkes süreciyle siyasi kazanımlar elde ettiğini vurgulayan Şakir, Hamas'ın uluslararası gündemlerde kendini resmi bir aktör haline getirdiği yorumunda bulundu.
Şakir, şöyle devam etti:
"Trump yönetimi, Hamas'ı terör örgütü kabul ediyordu o nedenle masaya oturmuyor hatta dünyaya boykot çağrısı yapıyordu. Ama son saldırılar, Biden başkanlığındaki ABD yönetimini Hamas'la aracılarla dolaylı yollardan da olsa iletişime geçmek durumunda bıraktı. Mısır ve Katar'ın hatta belki de zaman zaman Türkiye'nin bu rolü üstlendiği biliniyor. Bu ara buluculuk öyle ya da böyle ABD'nin temsil seviyesine bakmadan Hamas'ı Filistin dengelerinin bir parçası olarak kabul ettiğinin itirafı oldu."
İsrail'in Gazze halkına uyguladığı toplu cezalandırma politikasıyla uzun vadede direnişin elini kolunu bağlayacağını düşündüğünü ancak son saldırılarla bunun başarısızlığının bir kez daha ortaya konulduğunu söyleyen Şakir, "Gazze'deki Filistinliler abluka altında 14 yıldır yıkıcı saldırılar gördüler. Ama teslim olmadılar. İsrail'in toplu cezalandırma politikasının Gazze'deki Filistinli gruplar üzerinde baskı oluşturduğu inkar edilemez. Ancak İsrail'e büyük siyasi kazanımlar getirmeyecek." değerlendirmesini yaptı.
Son Gazze saldırılarının ayrıca Arap ülkelerinin son yıllarda hız kazanan İsrail'le normalleşme sürecini de sekteye uğrattığına değinen Şakir, Gazze'yi vuran İsrail uçaklarının, ölen kadınlar ve çocuklarının görüntülerinin Arap halkları üzerinde etkisi olacağını, hükümetler üzerinde daha fazla baskı oluşturacağını belirtti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs'ta başlattığı saldırılar, Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs'ta yerel saatle 02.00'de sona ermişti. Saldırılarda 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 kişi hayatını kaybetti.