İstanbul
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı Görgün Özdemir, "İş yapış şekillerinin, tüketim alışkanlıklarının hızlı değişimi, inovatif fikirlerin sürdürülmesi, yetenekli ve gelişime açık gençliğe fırsat verilmesi ile dijitalleşme yatırımlarının olumlu dönüşleri 2021 yılında görülecektir." diye konuştu.
Özdemir, AA muhabirine iş dünyasının 2021 yılından beklentilerini ve KalDer'in 2020'deki faaliyetlerini anlattı.
Salgın sürecinde yaptığı dijitalleşme yatırımlarına 2020'de dönüş alamayan firmalara yönelik konuşan Özdemir, "Yatırımların beklentiyi karşılamaması durumunun çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Geleneksel eğilimler salgınla yerini çoktan dijital dünyaya bıraktı. 2020’de, pek çok farklı firma hayatımıza girdi. İş yapış şekillerinin, tüketim alışkanlıklarının hızlı değişimi, inovatif fikirlerin sürdürülmesi, yetenekli ve gelişime açık gençliğe fırsat verilmesi ile dijitalleşme yatırımlarının olumlu dönüşleri 2021 yılında görülecektir." dedi.
Özdemir, teknolojinin geldiği aşamada internetin dahi farklı bir boyut kazandığını belirterek, "İletişim kuran nesnelerin veri toplayıp üretim sürecini tamamen değiştirdiği ve makinaların insanlarla etkileşiminin öne çıktığı zamanlardayız. Salgınla dijitalleşmenin yükseliş yaşadığı bir dönemi yaşıyoruz. Rekabet koşullarının, uygulanabilirliğin, verimliliğin doğru ölçümü ile gelecek stratejilerimizi belirleyebiliriz." şeklinde konuştu.
"İş dünyası kendini yeniden düzenlemek zorunda kaldı"
Görgün Özdemir, salgının iş dünyasında yaşanan değişimleri hızlandırdığına işaret ederek, şunları söyledi:
"İş dünyası salgına göre kendini yeniden düzenlemek zorunda kaldı. Üretim sektörü, kısa sürede tedbirlerini aldı ve şu an ekonomiye, kalkınmaya değer katmaya devam ediyor. Bu dönemde kurumlar için kriz yönetimi planının ne kadar önemli olduğunu ve bundan sonraki kriz senaryolarında salgın, afet gibi yaşamsal konulara yönelik aksiyonların mutlaka bulundurulması gerektiğini öğrendik. Diğer yandan salgının devamı nedeniyle halen kapalı olan işletmeler var. Devletin olanakları işletmelere, çalışanlara sunulurken, toplumda dayanışmanın ne kadar arttığını gördük. Kısıtlı ve kontrollü bir sosyal yaşam ile tanıştık. Salgının her bireyi ve kurumu etkilediği kuşkusuz, açıklanan aşı haberleri topluma umut oldu."
KalDer’in sunduğu Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) Modeli'nin kurumların böylesi zor dönemleri aşmasında iyi bir rehber olacağını söyleyen Özdemir, "Üyelerimizle ve kurumlarımızla EFQM Modeli’ni bir yönetim modeli olarak benimsemelerini ve uygulamalarını özellikle paylaşıyoruz. Bu salgını atlatırken tüm dünya gündeminde ilk sıraya küresel ısınma, iklim değişikliği konularının yerleşmesi de geleceğimiz açısından önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.
Özdemir, iş dünyası ve sosyal yaşam koşullarında KalDer’den yararlanılması gerektiğini belirterek, "Toplam Kalite Yönetimi 1980’li yıllarda ülkemizde etkisini çokça göstermeye başladı, özel sektördeki yaygınlığı 1990’da KalDer’in kuruluşu ile arttı. KalDer, kuruluşundan bir süre sonra kalite kavramını özel sektörün tekelinden çıkararak kamu kurumlarına da cesaret vererek hızla onları da kalite dünyasına dahil etti." şeklinde konuştu.
Kalite yönetiminin önemine değinen Özdemir, "Kalite bugün, başladığı noktadan çok daha ileri seviyelerde uygulanıyor. Özel ya da kamu sektörü fark etmeksizin üstün performans sonuçları elde etmek, paydaş beklentilerini karşılamak, sürdürülebilirliği sağlamak için kuruluşlara bu dönemde EFQM Modeli ile gecikmeden tanışmalarını tavsiye ediyorum. Altını çizmek isterim ki BM’nin 17 adet Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2020 itibariyle artık modelimizin içinde. Yeni yılda, yeni EFQM Modeli’ni uygulamalarının, kuruluşlara önemli katkılar sağlayacağı düşüncesindeyim." değerlendirmesinde bulundu.
"Amacımız sürdürülebilir değer yaratmak"
Özdemir, ekonomideki değişime uyum ve kriz anlarında yönetim sürecinin oldukça önemli olduğunu belirterek, "KalDer olarak bizim amacımız tüm bu aşamalarda sürdürülebilir değer yaratmak. Üyelerimizin yapmış olduğu çalışmalara, riski nasıl yönettiklerine, modelden nasıl etkilendiklerine bakıyoruz. EFQM Modeli 'toplumla, çalışanla, müşteriyle, tedarikçilerle güven verici bağ ve iletişim kurulmasının önemli’ olduğuna dikkat çekiyor." dedi.
Çalışmalarını ve iletişimlerini bu yönde sürdüreceklerini kaydeden Özdemir, "Kurumlarımızın da yanında olacağız. Modeli uygulayan kurumlarda strateji geliştirme, performansı yönlendirme ve risk yönetme kriterleri ile olumlu etkileri salgın döneminde gördük. 2021 yılında daha çok kurumun bu modelle tanışmasını amaçlıyoruz. Modelin Türkiye’de yaygınlaşması için daha çok kurumla çalışacağız." diye konuştu.
Özdemir, Mükemmellik Akademisi eğitimlerini de günümüz dinamiklerine uygun olarak geliştirdiklerini belirterek, "Tüm eğitimlerimizi yeni online gelişim platformumuz olan KalDer Akademi çatısı altında toplayarak, paydaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gerek geleneksel gerek online ortamlarda sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
"KalDer, salgına rağmen tüm faaliyetlerini artırarak sürdürdü"
Dernek çalışmalarına ilişkin bilgi veren Özdemir, "4 şubemiz, 4 temsilciliğimiz ve genel merkezimiz, 2 bin üyemiz ile iş dünyasında kabul görmüş EFQM'nin iş ortağı ve modelin Türkiye lisansına sahip bir sivil toplum kuruluşuyuz." şeklinde konuştu.
Faaliyetlerine 2020'in başında oldukça enerjik ve planlı başladıklarını hatırlatan Özdemir, "Yeni EFQM Modeli’nin tanıtımı amacıyla yaptığımız toplantılarımızı sürdürdük. Şubatta, Kazananlar Konferansı’nı düzenledik. Burada, ülkemizin farklı bölgelerinden gelen katılımcılara, kuruluşların iyi uygulama örneklerini kıyaslama olanağı sunuldu ve modeli anlattığımız çok verimli bir konferans oldu. Modeli uygulamak isteyen kurumlarla görüşmeler başlattık. Ulusal Kalite Hareketi’ne çok sayıda yeni kurum katıldı." ifadelerini kullandı.
Özdemir, KalDer'in kurulduğu 1990 yılından bu yana sürdürülebilir iş ve yaşam kalitesine yön gösteren, dönüşüme liderlik eden bir sivil toplum kuruluşu olma hedefiyle çalıştığını söyledi.
Salgın başlamadan önce eğitim programlarına da devam ettiklerini kaydeden Özdemir, "Mart ayında salgınla mücadele için, bir STK olmanın da sorumluluğu ile çalışmalarımızı yeniden düzenlememiz gerekti. Çok kısa bir zaman diliminde süreçlerimizin hepsini online’a taşıdık. 25 Mart günü ilkini 'Stresle Başa Çıkmak' ana konusuyla düzenlediğimiz webinarlarımız başladı. 60’ın üzerinde online etkinlik yaptık. Ve bunlara yaklaşık 16 bin kişi katıldı." dedi.
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir, iş dünyasının karşılaştığı zorluklara rağmen birçok faaliyeti 2020 yılında gerçekleştirdiklerini belirterek, "Evde KalDer Zirveleri'mizde çok önemli isimleri konuk ettik. Sürdürülebilir Kalite Zirveleri'nde 16 adet bilgilendirme söyleşisi yaptık. Gençlik Topluluğumuz GençKal ile 25 üniversiteden 450 arkadaşımız bizimleydi. Pandemide üniversiteler arasında yarışmalar düzenledik, bunu UNDP ile yaptık ve genç arkadaşlarımız 'Sürdürülebilir kentleşme nasıl olmalıdır?' başlığında iki önemli projede derece aldı." diye konuştu.
Özdemir, zor dönemlerde şirketlerin genellikle kabuğuna çekilmesine rağmen, KalDer'in üye sayısının mart ayından sonra hızla arttığını ve toplamda bu yıl 140 yeni üyelerinin olduğunu dile getirdi.