Ankara
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) "Olağanüstü hal (OHAL) süresince terör suçundan cezaevinde bulunanların sınavlara girmelerini yasaklayan" hükmünün eğitim hakkını ihlal ettiği iddiasıyla yapılan başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez buldu.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden tutuklu bulunan bir kişi, uzaktan eğitim gördüğü üniversitenin sınavlarına 677 sayılı KHK hükmü nedeniyle katılamadı. Bunun üzerine tutuklu, kısıtlamanın eğitim hakkını ihlal ettiğini ileri sürerek AİHM'e başvurdu.
Başvuruyu incelemeye alan AİHM, hükümetten görüş istedi. Hükümet adına Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığınca başvurudaki iddialara yönelik görüş sunuldu.
Hükümet görüşünü ve başvurucunun iddialarını değerlendiren AİHM, kısıtlamanın keyfi değil, gerekli ve orantılı olduğu sonucuna ulaşarak başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez buldu.
Karardan
AİHM'in kararında, başvuranın sınavlara girmesinin yasaklanmasının eğitim hakkına bir müdahale teşkil ettiği, bu müdahalenin hukuki temeli olduğu, cezaevlerinde düzen ve güvenliği sağlamak gibi meşru amaçlara hizmet ettiği belirtildi.
Kısıtlamanın sadece OHAL süresini kapsadığına işaret edilen kararda, 2018'in Temmuz ayında OHAL'in kalkmasıyla kısıtlamanın da geçerliliğini yitirdiği, bu süreden sonra başvuru sahibine sınavlara girme hakkının verildiği ifade edildi.
Müdahalenin çok sayıda bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesine taşındığı hatırlatılan AİHM kararında, Yüksek Mahkemenin, bu tedbirin Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygunluğunu dikkatlice incelediği vurgulandı.
Darbe girişiminin ardından terörden tutuklanan kişi sayısında ani artış olduğu, cezaevi personeli sayısının azaldığı aktarılan kararda, yaşanan bu olağanüstü durumun başvurucu ve diğer tutukluların kayıtlı oldukları eğitim programlarına katılmalarının organize edilmesini zorlaştırdığı kaydedildi.
Başvuranın üniversite eğitimini belirli bir süre içinde tamamlamak zorunda olduğunu iddia etmediğine vurgu yapılan kararda, kısıtlamanın başvurucunun çalışmalarını tamamlama becerisine engel oluşturmadığı, başvuranın yeniden üniversiteye kayıt yaptırdığı, sınavlara girebildiği, çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.
Karar, bu konuda Türkiye aleyhine yapılan ve AİHM'de derdest olan çok sayıda başvuru yönünden emsal niteliği taşıyor.